Mekan ve zamandan kopalı yıllar oluyor.Bir kıza aşık olmuştum.Onu görmek için altı saat yol almam gerekiyordu.Bir sabah,treni kaçırdım.Aşık olmaktan vazgeçtim.
Tanrı'dan vazgeçtim.Ölmekten vazgeçtim.Çünkü ölürsem ve eğer yukarıda beni ödül ve ceza sisteminin bekçileri bekliyorsa çok büyük kavgalar etmem gerekecekti.
Bağımlılıktan nefret ettim,Gitmemi,terk etmemi engeller diye.Ne bir maddeye,ne de bir insana bağlandım.Sırf bunu kendime kanıtlamak için eroin kullandım,aşık oldum.İkisini de arkama bakmadan bırakıp gittim.Geçmişe tükürüp geleceği çiğnedim.Bugünü ise uyuyarak geçirdim.
Kendimi defalarca buldum,defalarca kaybettim.Gerçek adımı hatırlamıyorum.Kimliğimi bir çocuğa sattım.Çirkinleşmek için çok uğraştım.İsteyene ruhumu kiraladım.Vücudumdaki dikiş sayısını artık bilmiyorum.Hayatımı diktiler.Oysa yırtmak için çok uğraşmıştım...
Beş bin film seyrettim.Her şeyin farkına vardım.Farkına varılacak bir şey kalmayınca da "Sıradaki hayat gelsin!"dedim.Ne gelen var,ne giden.
Ve dünyaya bırakabileceğim bir miras yok.Bütün değerleri iyi bir pizzanın üstüne içtim...
Herkesin kendine göre bir paranoyası var.İklimden,saç renklerinden,el parmakları uzunluğundan ya da her neden kaynaklanıyorsa!Herkesin tercih ettiği bir ölüm var.
Aynaya bakıp kendini tanıyamamak,insanın kendi anılarını bir başkası yaşamış gibi anlatması,dünyanın kendisi dahil üzerindeki hiç bir şeye kayda değer bir varoluş nedeni bulamamak ve zihnin bedenden binlerce kilometre uzakta olması o kadar korkunç ki!
Yoruldum.Çok yorgunum...Yeryüzüne inme zamanı.
Beyaz medeniyetin fantezisi,Üçüncü Dünya çocuk fahişesi.
Jack London
Mehmet Deveci
Doğan Cüceloğlu
H. G. Wells
Ivan Sergeyeviç Turgenyev
Jon Krakauer
Lale Müldür
Paulo Coelho
Tuna Kiremitçi
Attila İlhan