Gerçekten de hikayenin sonuna geliyoruz.Ve çok yükseklerden düşeceğiz.Unutuyoruz.Hissetmiyoruz.İstemiyoruz.Yaptıklarımız,daha çok eski alışkanlıklar.Konuşmalarımız,elli kelimelik bir bulmaca.Çok fazla tanıdık hayatı.Şimdi kusma zamanı!Ama her tükürdüğümüz pislik,yanında bizden bir parça da götürüyor.
Sadakat,sadece kadın ile erkek arasında olmaz...
Hiçbir travesti bir ev kadını olmak için giymez eteği.Amaç en güzel kadın olmaktır...
Bazen tesadüfler böyle gerektirir.Cümlelerin hepsi duyulmaz.Her şey yanlış anlaşılır ve çözülmesi çok zor bir nefret iki adamın arasına gelir ve oturur.
Belki de tek sorun şuydu:biz ne istediğimizi bilememiştik hiç bir zaman.Ve dolayısıyla her şeyi deniyorduk.Belki görünce istediğimiz,uğruna yaşadığımız şeyi hatırlarız diye.
"Kurtuluş" dedim."Ankara'da bir mahalle."Fazlası değil.Belki bir de Bob Marley'in en iyi şarkısı.Daha fazla düşünmeye gerek yok.Adı her yerde,kendisi yok!Kurtulmaya gelmiyoruz dünyaya.Daha da saplanmak için buradayız.Dibine kadar.Onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce.
Mucize bitti.Doğmak yeterince mucizevi.Başka bir tane daha beklemek aptalca.Ölmek de ikincisi.Bunların arasında da hiç bir şey yok.Kimse beklemesin...
Dile getirilmeyen nefretten büyüğü yoktur.Dile getirilemeyen aşk gibisi yoktur.
Kendimi bilmeyi bıraktım.Ölümü bilmek ve anlayabilmek bile daha kolay.Yanıtı olmayan bir soru olarak geldim dünyaya.Ve sorusu olmayan bir yanıt gibi de gidiyorum.
Zaten geceleri sağır olur insanlar.Gündüz gördüklerini görmezler.Duyduklarını duymazlar.Gecenin vahşiliği doğaldır.Görmezden gelinir.Yadırganmaz...
Aşkım Kapışmak
Yunus Emre
Muhyiddin İbn Arabi (Ebû Bekir Muhammed b. Ali)
Georges Perec
Marguerite Duras
Julio Cortazar
Hüsnü Arkan
Alper Canıgüz
Paul Auster
Sigmund Freud