İnsanın gönlü kimi çekerse onu sever... Gönül kimi severse güzel odur.
Hayatın korkunç dönemlerinde insan, vicdanının karşılaştığı en önemli ve acı sorunları karşısında sadece kalbinin sesini dinleyerek mi karar verebilir?
İnsanların var olmasının sırrı yalnız yaşamakta değil, yaşamalarının nedenindedir. Ne için yaşadığını kesin olarak bilmeden insan yaşamayı kabul etmez.
Ne kadar anlamsız olursa, öze o derece yakın ve açık oluruz. Aptallık kısa ve kurnazlıktan yoksundur; zekâ ise hileye, sinsiliğe başvurur. Akılda namussuzluk, aptallıkta doğruluk, namus vardır. Beni ümitsizliğe düşüren durumu ne kadar aptalca ortaya koyarsam o kadar kârlı olurum.
-Ne anlama geldiğinden çok hayatı sevmeliyiz, öyle mi?
-Doğru, dediğin gibi mantıktan önce, kesinlikle mantıktan önce hayatı sevmeliyiz. Ancak o zaman hayatın anlamı ortaya çıkar ve anlaşılır hale gelir. Bunun epeydir böyle olduğunu düşünüyorum.
İnsanlar birbirlerini en iyi, ayrılık zamanlarında yakından tanıyorlar...
Yerinden fırlayan Mitya, içeriye, ömrünün sonuna kadar kraliçesi olacak kadına koştu. Onun aşkının bir saati, hatta bir dakikası, rezilliğin ve acının içinde geçen bütün bir ömre bedel sayılmaz mıydı?
Ne kadar güzelsiniz Alyoşa, biliyor musunuz? Sizi sevmememe bu kadar çabuk izin verdiğiniz için sizi ölesiye seveceğim.
Baba! Bu ne büyük bir kelimedir; bu isim, özünde ne muazzam bir varlık taşır.
Her şeyi anlayan bir adam kendine nasıl saygı duyar?
Melih Cevdet Anday
Ayşe Kulin
Michel Foucault
Martin Lings
Sylvia Day
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Paul Auster
Osho
Jack London
Ingeborg Bachmann