- Bizler, dediğim gibi, Türkçülükle idealsiz kalmaktan ve boşlukta sallanmaktan kurtulmuştuk 1923?te Atatürk Meşrutiyet milliyetçilerinin de hayallerini çok yukarıdan aşıp gelen devrimlerini tasarladığı vakit, onu inanarak anlayanlar ve anlıyarak ona sarılanlar hep Türkçüler olmuştur. Mahmud Esad?lar, Şükrü Kaya?lar, Saracoğlu?lar, Necati?ler, Vasıf?lar, hepsi Türkçülükten gelmeydiler.
- İttihadcıların bir şeyler yapmak için nasıl çırpındıklarını görüyordum.
- Bir milletin devleti batarken bile o milletten sevinenler olduğunu görüyorduk.
- ...General Harburd, Sivas'ta Mustafa Kemal'le görüşürken der ki: -Türk tarihini okudum. Milletiniz büyük kumandanlar yetiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları yapan bir millet elbette bir medeniyet sahibi olmalıdır. Takdir ederim. Ama bugünkü duruma bakalım. Başta Almanya, müttefiklerinizle dört yıl harp ettiniz, yenildiniz. Dördünüzün bir arada yapamadığınız şeyi, bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Fertlerin intihar ettikleri vakit vakit görülür. Bir milletin intihar ettiğini mi göreceğiz? Mustafa Kemal, General' e: "Teşekkür ederim, dedi. Tarihimizi okumuş, bizi öğrenmişsiniz. Fakat şunu bilmenizi isterdim ki biz emperyalist pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkum olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz.
- Hepsi inkılap uğruna ölmekten söz ederken Mustafa Kemal: -Mesele ölmekte değil, ölmeden idealimizi gerçekleştirmekdir, diyordu.
- O zamanlar insanın üzerine yapışan damga "adam" sözü idi. Cemal Paşa'nın adamı, Talât Paşa'nın adamı... Kendi kendinin adamı kimdi bilmiyorum. Her adamın da kendi adamı vardı. Gruplar büyüdüğü zaman artık Enver Paşa takımı, Talât Paşa takımı, Cemal Paşa takımı demek doğru olurdu.
- Arap milliyetçiliği güden Şamlı Azimzadeler, Konya'dan gelme Kemik Hüseyin torunları idi. Haleb'in esas familyalarının asılları Türklerdi. Osmanlı imparatorluğundaitibar, azınlığın imtiyazı olduğu için ve Türk unsuruimtiyazsız olduğu için herhangi bir Müslüman azınlığın çocuğu olmak, Türk olmaktan daha faydalı idi. ... Suriye, Filistin ve Hicaz'da: -Türk müsünüz? Sorusunun birçok defalar cevabı: -Estağfurullah! idi. Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık.
- ..İmparatorlukların sanatı sömürge ve milliyet işlemektir. Osmanlı İmparatorluğu, Trakya'dan Erzurum'a doğru, koca gövdesini yan yatırmış, memelerini sömürge ve milliyetlerin ağzına teslim etmiş, artık sütü kanı ile karışık emilen bir sağmal idi.
- Suriye'de Hristiyanlık, Müslümanlık, Filistin'de Araplık, Yahudilik, Hicaz'da Şeriflik, Vehabilik meseleleri, bizzat Türk-Arap meselesinden daha azılı idi. Nitekim biz çıktık, nifak, bütün Akdeniz, Kızıldeniz ve çöller boyunca yanıp durmaktadır.
- İngilizler, Ruslar, İtalyanlar ve Osmanlılar arasında Suriye, Filistin ve Hicaz işlerini en az bilen ve anlayanlar sonuncular, yani bu kıtaların asıl sahipleri olmuştur