- "İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark vardı aslında. Onlar ömür boyu gayret ediyorlar, sense ömrün boyunca hayret ediyorsun."
- Öyleyse savaşa karar veren bir avuç kötünün yerinde bir avuç iyi oturuyor olsaydı akmazdı bunca kan, kopmazdı bunca şivan! Kabul etmek lazım; bu zulmün sebebi iyilerdir, yüzyıllardır tembellik yapan ve meydanı kötülere bırakan.
- O halde her şey nasıl bildiğimizle ve ne şekilde inandığımızla ilgilidir; korkularımız, başarılarımız, kazançlarımız, kayıplarımız ve hatta ne varsa hepsi!
- "Zor olanı yapıp başkalarına güveniyorsun!!!"
- Onları ciddiye alamazdım, almadım da. Nasıl alabilirdim ki? Hedefimi söylediğimde gülen 'Deli!' diyen, alay eden birini nasıl ciddiye alabilirdim? İyi ki de öyle davranmışlar bana karşı ki ben daha sonra bu aklımı savaşları durdurmaya çevirdim ancak bitmedi; yeni hedefimi açıkladığımda bu sefer herkes, hep bir ağızdan sanki söz birliği etmiş gibi 'İşte bu imkansız!' diye bağırdı. Israr ettim: - Ben savaşları durduracağım! Abarttım, oturup hesapladım ve bir de tarih verdim: - 15 Mart 2030, saat 10:00'da 'Kasnha Uluslararası Sonsuz Barış Zirvesi'ni İstanbul'da yapacağım! dedim, iyice güldüler. s.117
- 'Bir ülkede ithalat varsa ve bu aynı ülkede bir de işsizlik varsa ortada ciddi bir gerizekalılık vardır.' s. 120
- Sinan olabilmek için illa birilerinin senden bir Süleymaniye istemesini bekleme! Sen işini yap... s. 122
- Ben dünyaya barışı getireceğimi söylediğim zaman, insanlar bana 'Hocam, 15 Mart 2030'da yanındayım.' diyorlar. Cidden çok merak ediyorum, acaba ne demek istiyorlar? Yoksa benim elimde sihirli bir değnek olduğunu falan mı sanıyorlar ki 'Sen barıştır dünyayı, ben son dakikada gelip alkışlarım.' diyorlar. s. 127
- GERÇEK ŞU Kİ Bütün insanlar 'dahi' doğar ancak bazıları bunu fark eder ve biz yüz yıllarca tek farkı 'fark etmek' olan insanları alkışlar dururuz. s. 140
- Bazılarına doğuştan verilen ekstra bir güç değildir dahilik. Öyle olsaydı Edison ilk denemesinde bulurdu ampulü, Graham Bell telefonu icat etmek için yıllarca uğraşmazdı. s. 141