- Bana aldanmayın! Yüzüm bir maskedir, Sizi aldatmasın. Binlerce maskem var, Çıkarmaya korktuğum, Ve Hiçbiri ben değilim... Beni kendi maskelerimden kurtaracak, Kurduğum hapishaneden kaçıracak Diktiğim engellerden aşıracak, Beni seven, Beni anlayan bakışlar olacak. Bana, "Sen değerlisin" diyecek, "Maskesizken, daha bir insansın" ?Daha yakın, daha bir dostsun" Diyecek bir bakışa Beni gören bir bakışa muhtacım... Benim yanıma sokulman kolay olmayacaktır!... Uyarırım seni dost!... Uzun yıllar kendini yetersiz hissetmiş ben, Sana kendini kolayca bırakmayacaktır... Bütün gücümle tutunacağını maskelerime, Ne kadar sokulursan yakınıma, O denli şiddetli geri iteceğim seni... Kim olduğumu merak ediyor musun? Hiç merak etme... Ben çevrendeki her erkek ve kadınım... Maske takan her insanım
- -''bir şahsiyet olmuş kişi, değer verdiği, sevdiği insanların ne düşündüğünü, kendisinin hangi toplum içinde yaşadığını ve o toplumun değer ve inançlarının ne olduğunu tabii ki önemser. Ama bunu yaparken kendi özünü arka plana atmaz." -"Bir erkeğin hayatında onu kahramanı olarak gören, 'sen benim kahramanımsın' diye bakan bir kadının olması önemli. Çoğu böyle bir gereksinmenin bilinçli olarak farkında olmasa da, sezgisel olarak tüm erkekler böyle bir arayış içerisindedir." -İnsanın gerçek gücü sevgisinde açığa çıkar. -"Her insanın içinde bir kültür robotu tarafı vardır,"
- ''Ne demek tevekkül sahibi olmak?" "Yani, kendi gücümün yetişemediği, denetimim dışında şeyler olduğunu bilirim ve onları değiştiremediğim için kendimi hırpalamam. Bu anlamda elimden gelenin en iyisini yaparak kaderimi oluşturacağımı bilirim. Kadercilik anlayışında ise şöyle düşünürüm. 'Ben ne yaparsam yapayım, ne olacağı evvelden belirlenmiştir, hiç uğraşmama gerek yok. O nedenle Allah bana ne vermişse onunla yetinirim, fazlasını veya farklı bir şeyi istemem. Allah, benim seçimlerimin ötesinde, benim kaderimi zaten tanımlamış ve belirlemiştir.'" -Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan, cahilsin demektir. ŞIRAZLI SADİ -insanım, öyleyse özgürüm. Özgürsem, sorumlu olmalıyım. SARTRE -İyilik ve kötülük büyüklüğüyle değil, duyarlılık derecesiyle bizi etkiler. LA ROCHEFOUCAULD -"Gerçeği inkâr, bir savunma mekanizmasıdır" -Yaşadığımız her an önümüzde iki seçenek vardır: gelişime doğru bir adım atmak ya da güvende hissetmek için bir adım geri kalmak. ABRAHAM MASLOW -'Hayatınızın her anında hayal ortakları ve hayal katilleriyle karşılaşacaksınız eğer hayal katillerinin etkisinde kalırsanız, gerçekleştirmek istedikleriniz hep birer hayal olarak kalacak.' -Gerçek öğrenmenin, hata yapma özgürlüğü verilen ve ''Nasıl daha iyi yapabilirdik?' diye düşünülen ortamlarda olduğuna inanıyoruz. -Vicdan yoksa, bilgi ruha sadece zarar verir. RABELA1S -Öğrenilmiş cehalet, doğru bilinen yanlışların nesillere aktarılmasıyla oluşur. Tehlikelidir çünkü gerçek doğruların öğrenilmesini engeller. -Bir insanı değerlendirmek için nelere sahip olmadığına değil, sahip olduklarıyla neler yaptığına bak. -Aksayan davranış ve tutumu, altında yatan sistemlere hiç dokunmadan değiştirmeye kalkarsak, başarılı olamayız. -''bir toplumda kadının ve çocuğun değerini inceleyerek o toplumun ne kadar sağlıklı bir kültürü olduğunu belirleyebilirsiniz." -Sevilme. 'Ben param için, görünüşüm için, derslerimdeki başarı için değil, sadece kendim olduğum için sevilmeye, emek ve zaman verilmeye layığım' duygusu, temel bir can gereksinmesidir. ister çocuk ister yetişkin, ister kadın ister erkek, her insanda bu gereksinim vardır. Bu duyguyu yetiştiği aile ortamında yaşayan çocuklar mutludur, gözleri pırıl pırıldır, yaşayamayan mutsuzdur ve içinde belki ömür boyu devam edecek bir eziklik olacaktır. -Korku kültüründe korkutulan, kendini güçsüz durumda gören 'sen bilincindeki' kişi, öğrenilmiş acizlik içindedir. -'insanın bitmemiş işleri onu Kangal köpeği gibi sağa sola sürükler, gezdirir'
- Ailenin karşılaması gereken temel gereksinmeler vardır. Bunlar: 1. Değerli olma duygusu; 2. güven ortamı; 3. yakınlık ve dayanışma duygusu; 4. sorumluluk duygusu; 5. mücadele etme ve başarma; 6. kendini gerçekleştirme; 7. manevi yaşamın temellerini oluşturma ortamıdır. Bu gereksinmeleri karşılanan çocuklar sağlıklı, karşılanmayanlar sağlıksız büyürler.
- Çocukları sürekli eleştirip, onları yargılama suçlama ile çocuk yetiştirmeye, bazı psikologlar, «zehirli terbiye» adını vermişlerdir. Zehirli terbiye eşitsizlik üzerine kurulmuştur; hükmeden ve hükmedilen vardır.
- Kendi bütünlüğünü tamamlayamamış, kendine saygı ve sevgisini geliştirememiş kişi, başkasını gerçek anlamda sevemez. Benlik sınırlarını belirleyememiş kişi, yaşam sınırlarının nerede başladığını bilemez, bu nedenle iç dünyasını koruyamaz ve yine bu nedenle başkaları ona istediklerini yaptırırlar.
- çocukların duygu düşünce ve heyecanlarını ciddiye almamak ve bunları alay konusu haline getirmek, duygusal kötü davranışa bir örnektir ve bu gibi davranışlar çocukların normal olan duygu ve heyecanlarının normal dışına dönüşmesine yol açar. Bu durumdaki çocuk ise mutlu ve doyumlu bir hayattan uzaklaşır. Utançla dolu sağlıksız bir hayat sürmeye başlar. Çocukların karşılanması gereken bazı temel gereksinimleri vardır. Bunları; dokunulma, güven, düzen, sosyalleşme, uyarılma ve kendini değerli görme olarak sınıflandırabiliriz. Bu gereksinimleri karşılanmayan çocuk kendinde bir eksiklik olduğunu düşünmeye başlar ve kendi özbenliğinde utanç duymaya başlar. Bu şekilde gereksinimleri karşılanmayan çocuk terk edilmiş çocuktur. Terk edilen çocuk normal gelişimini tamamlayamaz.
- ?Çocuklarının duygu ve heyecanlarını inkar eden ve onların ifadesini yasaklayan ana-babalar, normal heyecan ve duyguların normal dışına dönüşmesine yol açarlar. Doğallığını kaybeden duygu ve heyecanlar, çocuğun yaşama uyumunu sağlayacak yerde, ona ayak bağı olur ve onu mutlu ve doyumlu bir yaşamdan gittikçe uzaklaştırır.?
- ?Çocuklarının duygu ve heyecanlarını inkar eden ve onların ifadesini yasaklayan ana-babalar, normal heyecan ve duyguların normal dışına dönüşmesine yol açarlar. Doğallığını kaybeden duygu ve heyecanlar, çocuğun yaşama uyumunu sağlayacak yerde, ona ayak bağı olur ve onu mutlu ve doyumlu bir yaşamdan gittikçe uzaklaştırır.?
- ''Bir babanın ya da ananın çocuklarıyla gurur duyması, onların iyi ve sağlıklı insanlar olarak topluma katıldıklarını görmesi, büyük mutluluk kaynağıdır. Çocuklar anne babalarını dünyanın en önemli ve kudretli insanları olarak görürler. Çocukların, anne babaları tarafından kabul edilip, sevilip desteklenmesi, başka hiçbir kimsenin yapamayacağı kadar, onları mutlu ve yaşamlarından doyumlu kılar.''