- Her insan için evvelden konmuş kalıplar var.Kişinin kendi özü içinde, kendi geçmiş yaşantısı içinde neler olabileceği bir kalemde silinip atılıyor.Birey kendi tekniği ve muhteşemliği içinde algılanmıyor
- Kendi iç dünyasıyla dostluk kuramamış insan içindeki yalnızlığı başkalarıyla kurduğu ilişkilerle doldurmak ister
- Hemen hemen her soruda kalıplaşmış insanın, kendi özüyle olan ilişkisinden çok, dış dünya ile, başkalarının beklentileriyle olan ilişkisine önem verdiğini görüyoruz.Kalıplaşmış insanın yaşamında baskın olan, toplumun kendinden beklediğidir.Bu beklentileri sürekli birinci planda tuttuğu için iç dünyasında olup bitenleri ikinci plana atar.
- Çocuğun yetiştiği ortamda dış dünyayı, toplumu, kültürü genellikle anababa temsil eder.Çocuk büyürken anababa onun sosyalleşmesinin türünü ve derecesini, yeni deyimiyle, sosyalleşmesinin niteliğini ve niceliğini, önemli ölçüde etkiler.Çocuk içinde yaşadığı toplumun değerlerini, beklentilerini, doğru ve yanlışı anababadan öğrenir.Zamanla anababa, topluma, kültüre, sosyal yaşamla ilgili beklentileri temsil eden simgeler haline dönüşür.Çocuk anababasını içselleştirerek içinde taşımaya başlar.İç anababa sürekli çocuğun yaşamının bir parçası olur ve toplum kurallarının bekçiliğini yapmaya başlar.Çocuk toplum kurallarına uymayan bir şey yaptığı zaman iç anababa onu suçlu hissettirir.Bu nedenle, çocuğun iç anababasıyla ilişkisinin kuvvetli ya da zayıf olması söz konusu olabilir.
- İçindeki çocuğu sağlıklı gelişmiş bireylerin kişiliği 'özgün'dür; çünkü bu kişilik, bireyin kendine özgü düşünce, duygu ve davranışlarını belirtir.Özgün bireylerin içlerindeki çocukla ilişkileri kuvvetlidir;her an iç çocukla iletişim halindedirler.İç çocuğu horlama, aşağı görme, değersiz bulma yoktur.
- Her ailede ya açıktan açığa konuşulabilen ya da açıkça konuşulamayan ama herkesin uyması gereken gizli kurallar vardır.Aile ne kadar sağlıksız ise kurallar o kadar gizlidir, örtüktür ve bilinçaltına itilmiştir.Fakat açık ya da örtük mutlaka kurallar vardır.Kuralsız aile yoktur.
- Aile üyelerinin birbiriyle dayanışma ve güven duygusu içinde olması, temel gereksinimlerden bir diğeridir.Aile içinde karşılıklı güven ve dayanışma duygusu varsa, bireyin aile dışında karşılaştığı stres getirici olumsuz olaylar yıkıcı etki yapmaz.Güven duygusunun baskın olduğu aile dış dünyanın yaratmış olduğu üzüntü ve kaygılardan kurtulacak bir sığınak oluşturur.
- Mutlu yetişen insanlar, olayların çoğunda mutlu olacak bir yön bulurlar.Mutsuz yetişen insanlar ise, olayların çoğunda mutsuz olacak bir yön bulurlar.Onları mutlu edecek olayların sayısı yok denecek kadar azdır.
- İnsanın çocukluğu sağlıklıysa ve çocuk, geliştiren bir ailede sevgi içinde büyütülmüşse, yaşamın en zor koşulları altında bile akıl sağlığını korur ve mutlu olabilir.Eğer çocukluğunda koşullu sevgi ile büyümüş ve utanca boğulmuşsa, ilerde en iyi koşullar altında bile mutlu olamayacaktır.
- Don Juan insanları 'sıradan','avcı','savaşçı' ve 'bilge' kişiler olmak üzere sınıflar. 'Sıradan insan' başına gelen olaylara ya şükreder ya da küfreder.'Avcı' sıradan insandan 'savaşçı' olmaya bir geçiş devresidir.'Savaşçı' yaşamın amacının öğrenmek olduğunu bilir.'Savaşçı' gerçekleştirmek istediği amaca ulaşmak için başarıya ve yenilgiye değil, o süreç içinde en akıllı, en etkili, en bilge olanı tüm iradesiyle kullanıp kullanmadığına önem verir.