Ne bir şarkısın, ne de dillerde nağme adın Artık bazı şarkılar kadar yaralısın
Hiçbir mektup artık beni, ikna etmiyor hayata
Yıllardır kendini bulutlarda saklayan İllegal bir yağmurum. Bir yağsam pahalıya mal olacağım.
On dört yaşındaydı ruhum bayım Bir mermer masanın soğukluğunda yaşlandı. Protez bacaklar taktılar ruhuma ince ve beyaz Gıcırdaya gıcırdaya dolaştım şehri. Protez bacaklarıma bile ıslık çaldılar O ara içimde çiçeklerden oluşmuş bir silahsız kuwet ablukaya alındı Sinemalarda da "orgazm gıcırtıları" oynuyordu. Kaçmaya çalıştım. Olmadı.
İnsan içinde çevrilen bir çıkrığın sesini unutur mu?
Ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen Yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz?
Bazı şarkılar vardır Cızırtılı bir yağmur gününü anlatır
Keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım
Dünyayı bir salyangozun izlerinde dolaşsam, Elimde parlak bir harita Hiçbir atlasta henüz yer almamış. Ardımsıra yollara hayalimin kırıklarını bıraksam Yeter mi bu izler beni kendime getirmeye acaba?
Geçmişim: Romantik radyo dinleyen o eski arkadaşım. Limon ağaçlarından bahsetmek istiyorum son bir kez daha Beni masalların ortasında bırakıp giden ruhuma.
Yusuf Hayaloğlu
Hermann Hesse
Jack Canfield
Melissa P. (Melissa Panarello)
Metin Altıok
Stanislaw Lem
Honore de Balzac (Honoré de Balzac)
Arundhati Roy
H. G. Wells
Hannah Arendt