- "Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı memleketim... Karanlığa o kadar alışmışsın ki yıldızlar bile rahatsız ediyor seni.. Memleketim... En seçkin evlatlarının beynini ve kalbini itlere peşkeş çeken memleketim..."
- Bir çağın vicdanı olmak isterdim, bir çağın. Daha doğrusu bir ülkenin, idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim. Muhteşem bir maziyi, daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim, kelimeden, sevgiden bir köprü. Sanat düşüncenin, düşünce mukaddeslerin emrinde olmalı. Hakikat mukaddeslerin mukaddesi.. Hakikat ve sevgi.
- "Neden işçi partisine girmiyorsun?Girmem,Çünkü benim yerim kütüphane.Ben ışık arayan,aydınlatmak isteyen bir insanım. Politikanın kurtarıcılığına inanmıyorum..."
- Politika ve aksiyon adamlarının en zayıf yanı, düşünce adamını küçümseyişleridir. Beyinle kol ,nazariye ile aksiyon el ele vermedikçe , toplum sıhhate kavuşamaz.
- Evet kitap da, kültür de bütün sevgililer gibi kıskanç, koparıyor insanı,realiteden koparıyor. Ama asıl realite onlar değil mi? Yahut realitenin kalan parçası.Her okuyan Don Kişot'laşır, yani gurur olur, feragat olur.Don Kişot istikbale taşan mazi.Hatta bazen tek başına hak ve hakikat.İnsanların zincire vurulmasına tahammülü yok.Don Kişot kanatlı, kertenkelelere gülünç gözükmesi bundan.
- Din problemi, şer problemi, Avrupalılaşma problemi...Bizim de gevelediğimiz mefhumlar .Ama kimsenin bu problemler üzerinde kafa yorduğu yok. Sağ , kovuğuna çekilmiş, münzevi ,mazlum, mustarip. Sol, eline tutuşturulan reçeteyi kekeliyor, manasını anlamadığı reçeteyi. Tek ortak duygu düşmanlık.Diyalog yok.Tanzimat'tan beri hazır elbiseye meraklıyız, hazır elbise ve hazır medeniyete...Tefekkür kılıçla fethedilemez, bir parça kendi kafamızla düşünmek ne kadar güç.
- ...Ben herhangi bir tarikatın sözcüsü değilim.Yani, ilan edecek hazır bir formülüm yok.Derslerimde de , konuşmalarımda da tekrarladığım ve darağacına kadar tekrarlayacağım tek hakikat: Her düşünceye saygı.
- Pamuk ipliğinden daha az sağlam olan tek bağ:Düşünce birliği.O da rüzgarın her an tehdit ettiği bir kandil. Düşünce birliği, düşünen insanlar arasında olur. İnsanların kaçta kaçı düşünür? Düşünenlerin kaçta kaçı karşılaşır ve açılır birbirine?
- Sol-sağ... Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit. Toplum yapımızla herhangi bir ilgisi olmayan iki yabancı. Solun halk vicdanında yarattığı tedailer:casusluk,darağaçları,Moskova; sağın müphem, sevimsiz , sinsi bir iki hayal. Hıristiyam Avrupa'nın bu habis kelimelerinden bize ne? Bu maskeli haydutları hafızalarımızdan kovmak ve kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu.
- Canavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuz hayaletler kesiyor. Tanımadığımız bir dünya bu. İthal malı mefhumların kaypak ve karanlık dünyası. Gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor.