- Çalışan erkekler evlerinin direkleri sayılırken, çalışan kadınların çakıl taşı kadar kıymeti yoktu. (s.26)
- Babasının oğlumuz üzerinde söz hakkı, çocuğa ben bakıyor da olsam, yasalar önünde benimkinden üstündü.(s.28)
- "Annem, torpilli çocuklar halkın üstün zekâlı çocuklarının hakkını yemeğe devam ederlerse, ilerde bir gün koca ülke, aptalların yönetiminde kalacak, derdi hep." (s.28)
- Annem,''Neden kız çocuklarını bu okula almıyorlar, hiç düşündün mü?'' diye sormuştu bana. ''Çünkü bizim çok daha zeki ve becerikli olduğumuzu bildikleri için, başarılarımızdan ödleri patlıyor!'' (s.29)
- Annem, buranın bir zamanlar , çeşitli ağaçların etkili olduğu bir büyük bahçe olduğunu söylemişti. Bir zamanlar burada ağaç sever bir lider yaşamış. Ülkenin değişik yerlerinden çeşitli bitkiler, ağaçlar getirtmiş, ağaçları kestirmemek için bina dahi inşa ettirmemiş, küçük bir bağ evinde yaşamış hep. (s.31)
- Bir süre önce Ramalar kucaklaşmayı yasaklamışlardı. (s.42)
- Yasalar ve yasaklar, Kutsak Kitabımız'a dayandırılmadıkça , halk ne yasa dinliyordu ne yasak... (s.43)
- Merkezde düşünmek de pek makbul sayılmaz (s.52)
- Sistem iki sınıf insanla hiç uğraşmaz. Birincisi yoksullardır: çocuklarının okul masrafları karşılanır, yılda birkaç kez gıda paketleriyle gözleri boyanır ve böylece hoşnut edilirler. Diğeri de imtiyazlılardır. Onların da bazı avantajlarla, göreceli özgürlüklerle gözleri boyanır.Her şey yolunda zannederler. (s.52)
- Ülke içindeki tüm insanlar eşit haklara sahip değil! Bazıları görmezden gelinirken, bazıları sürekli himaye ediliyor! Kimi de sürekli baskı altında tutuluyor. Oysa yönetimi eleştirenlerin de yandaşlar gibi hak ettikleri mevkilere gelebilmeleri gerekirdi. (s.53)