- Dışarıdan bakınca yadsıyışla kaçış ikiz kardeşmişler sanılır. Oysa, biri ötekine düşmandır; biri ötekinin karşıtı. Yadsımanın resmi adının kaçış olması, karşı koyuş gerçeğini çarpıtmaktan başka nedir ki?
- -Bugünkü hayatlarımızın Orta Çağ hayatından hiçbir farkı yok. Yine rahipler, yine tilmizler, yine cinayetler... Farklı olan yalnızca araçlar ve gereçler... Özgürlük bilinci denen bilincin çok yükseldiğini sanıyoruz. O kadar yükselmiş bu bilinç, nasıl oluyor da, hem de bu kez seve isteye, yani gerçekten kendi isteğiyleymiş gibi, kendini şu rezil para ve tüketim dünyasına prangalatıyor? Ha, bana çıkar ilişkilerinden söz açacaksınız. Bu ilişkileri kuranlar mı özgür sizce? Herkes kendine bir efendi seçiyor. Kendisi, yalnız kendisi olmaktan korkuyor. -Size katılmam olanaksız. Doğanın kölesi ilkel insandan, doğaya egemen insana geldik. Dünyaya, hiçbir şey değişmemiş gibi nasıl bakarsınız? -Doğanın da kendimizin de tepesine yeni efendiler diktik. Özde değişen bir şey yok. -İnsan özgürlüğü açısından hiçbir ilerleme görmüyor, dahası bu konuda yarın adına da hiçbir umut taşımıyorsanız, araştırmalarınızı onca titizlikle nasıl sürdürebiliyorsunuz? -İşim bu! İşimin kölesiyim de ondan.
- "Gece hayatımızın serüvenleri, gündüz hayatımızın bir parçasıdır, demek istiyorum. Ya da tersidir, kimbilir?"
- "Anlatılabilir olan rüyalar-kabuslardır aslında, hayat değil."
- Bütün bir hayat, bir kırıntıdan, tek bir sözden, bir bakıştan, elinize değiveren bir elden, bulutun şuradan şuraya ağışından ibaret. Kuşların kanat çırparak bu çatıdan kalkıp öteye konuşundan...
- Yeniden diri, dolu bir kızdım. Bütün aklım, bilgim, saçlarım, dudaklarım, göğsüm, belim, dünyaya bakışım, gülüşüm, söyleyişim bir bütün halinde ortaya dökülüyordu. Bir arada hem saygıdeğer, hem saygıdeğmez; hem kusursuz, hem kusurlu; hem giyinik, hem çıplak. Hem kadın, hem insan.
- Her şey için hep erken... Sonuç: Geç kalmak.
- ?İçte çırpınan küçük kız yüreği: Onu tanımıyorum, hayır tanıyorum onu. Şimdi kaç yaşında, nerede bilemiyorum, ama tanıyorum! Bana yanıldığımı söylemeyin öğretmenim, yanılmış olmak istemiyorum. Tenimden içeri, hiçbir yanımı dağıtıp yırtmadan sızabilecek kimse o, bilmelisiniz!?
- ?Bu öyle bir dinginlik ki kadife bakışlım, öyle bir dinginlik ki, kendi kendilerinin en kuytuluklarına çekilmişlere bile güven verebilir; onları kendi dışlarına çıkmaya kışkırtabilir; bir cezir olayı da beklenmektedir, sular çekilebilir. işte, işte, kadının gözkapakları yeniden yukarı kalkıyor. Uyuyan güzel uyanmış!?
- ...Volkanlar patlamıştır, küller hayatların üstüne çökmüştür ve volkanlar bize küller püskürtmeyi sürdürecektir ve ben de ne yazık ki artık önüme çıkan küçük ışıklı hayat noktalarını geri çevirmeyi öğrenmiş bulunmaktayım. Çünkü bu ışıklı noktalar çok soğukta ısınmak üzere sarıldığınız, onsuz kaldığınızda ise sizi daha beter üşütecek olan kötü avcı kanyaklarından başka bir şey değildir. Yine de beni çağıran ışıklı hayat noktalarına karşı yeterince iyi zırhlanabildiğimi söyleyemem. Sonra... Neden sustunuz? Susmayın lütfen.?