Doğru ve Yanlışı birbirinden çıkarırsanız geriye bir tek hakikat kalır.

Gerçek sevgi emsalsiz bir duygudur. O tertemiz ve kirletilemeyecek kadar özeldir. Var olduğunu bilmek dahi tüm insanlığa şifadır. Ancak bununla birlikte ona ulaşmakta herkesin yapabileceği bir şey değildir.
Hepimiz sever ve seviliriz. Sonrasında nefse ve egoya yenik düşüp sevgi adına hoş olmayan şeyler yapabiliriz. Sevgi olarak tanımladığımız duyguyu kirletiriz. Zaten o, bu çerçeve içerisinde gerçek sevgi de değildir. Şayet gerçek sevgi olmuş olsaydı, kaçınılmaz son olarak onu kirletmiş olacaktık. Tıpkı dünyayı ve tüm değerleri kirlettiğimiz gibi. Bu sebeple gerçek sevgi, her zaman kendisini insanlardan korur. Kendisinin bayağı ve sıradan hale getirilmesine müsaade etmez. Sadece layık olduğu yüreklere akar ve şifalandırır.
Eğer ki gerçek sevgiler kolayca ulaşılıp, kolayca yaşanabilseydi, şuan sevgi kavramının adı dâhi kalmazdı. Hiçbir manasını hissedemezdik. O hep bir efsane olarak kalacaktır. Ona ulaşmaya çalışmak, onun varlığını bilmek bile binlerce insanı kötülüklerden ve kötü olmaktan korumaya yetmektedir. Gerçek sevginin var olması ve ulaşılamaması, gizlice herkese iyiliği, iyi olmayı, manevi değerlerin güzelliğini, merhameti, ruhun özündeki kutsallığı hatırlatmaya yetmektedir. İşte gerçek sevgi bu kadar önemli ve bu kadar şifa gücü yüksek bir değerdir.

Hisler, samimi duygularla gelişir. Ve hisler takip edilmesi gereken en doğru rehberlerdir.

"Hayaller; gerçeklerden kaçış aracı değil, gerçeklere ulaşma amacıdır"

Empati yeteneği herkese nasip olmaz. O insan-ı kâmil noktasıdır. Onun dili sevgi, dini vicdan, ırkı sadece insandır.

Unutmayın;
Fazla fedakârlık, fazla vefasızlık getirir.

Zamanı değerlendirmenin en iyi yolu, şimdinin farkında olmak ve ruhun dostluğuyla tanışmaktır.

Yaşam dediğimiz bir yolculuk ise, bu yolu baştan sona kadar ayrılmadan paylaşacağınız tek yol arkadaşınız, kendi varlığınızdır. Yol da sizin, yolculuk da.

Unutmayın;
"Yalnızlık; insana kendisini buldurur."

? Ruh sabırlıdır, Nefs sabırsız: Hiçbir zaman aceleci olmayın sabırla bekleyin. Ruhsal varlığınız bu boyuta ait değildir. Ruhun zaman takvimi yoktur. Siz aceleci olmadıkça ruh daima huzurun adresini bulacaktır. Ancak siz sabırdan uzak kaldıkça nefs ve ego ortaya çıkacak, çıkmaz sokaklara götürecektir. Ruh sabırla bekler, sabırla ister. En doğru zamanı veya takdiri yaratıcısına emanet eder. Nefs ise sadece kendi isteğine şartlanmıştır. Hemen olsun ister, mutlaka olsun ister. İsteklerine o kadar yoğunlaşmıştır ki bedellerini ve sonucunu asla tahlil etmez.