- mustafa kemal, kendine dönüşü bir yöntem olarak almış. mustafa kemal gelmeseydi, yunus emreyi çok zor keşfederdik. karacaoğlanı,köroğlusu güme giderdi. istanbulla sınırlı kültürü, halkı etkileyememişti. oysa şimdi durum değişti.artık tüketici kültürü söz konusu. radyoyu,televizyonu halka satmak zorunda. ellerinde büyük güç var. sinemanın,televizyonun gücü, dehşet bir güç. buna karşı ulusal kültürleri savunmak kolay olmuyor. türkiyeyi yönetenlerin çoğu da, kimi bilerek, kimi bilmeyerek onlarında.
- kurtuluş savaşımızın göz önüne getirin, bir yanda bir avuç insan canını dişine takmış, kellesinden de vazgeçmiş. bir yanda softalar,yobazlar. emperyalistler, düşmanlar yurdumuzu dört bir yandan sarmışlar, yurdumuzu işgal etmişler. yobazlar, gericiler onlarla birlik. gelenler, yurdumuzu işgal edip bizi esir edenler müslüman olsalar neysem ne, üstelik de yobazların yüzyıllarca din savaşı yaptıkları hıristiyanlar.
- bunlara karşı koyan da mustafa kemal. esirliğimize karşı koyan mustafa kemal için dinsiz diye fetva çıkarıyorlar.
- düşman. hemde düpedüz düşman, din düşmanı gelince, düzen o kadar sarsılmayacak, mustafa kemal gelince düzen sarsılacak. öyleyse düşmanlara karşı koyan mustafa kemal dinsiz, bizi esir etmeye gelen hırıstiyanlar öz müslüman.
- 13 yılını hapiste geçirmiş olan nazım hikmet de mustafa kemal hayranıydı, o dönemin diğer yazar ve şairleri de. Atatürk'ü eleştirerek, hatta hakaret ederek "aydın olma" modası, o dönemin entellektüellerinde yoktu.
- bugün bu ülkede yaratılıcılığımız eksilmişse,vicdanımız vurdumduymaz olmuşsa,şiddet hayatımızın her alanında üstümüze çökmüşse, hiçbir kuruma güvenimiz kalmamışsa, bunlar bir kuşak ömrü süregelen bir kirli savaşın insanlığımızda açtığı yaralardır.
- her savaş, adı ne olursa, bir yıkımdır, insanların ölüm fermanıdır, üstünde yaşadığımız toprakların, doğamızın ölüm fermanıdır, insanlığımızı çürütür, vicdanımızı çürütür.
- gerçek sanatçı ise gittikçe devleşir. çünkü sanatın ölçüsünü,kerameti kendinden menkul bir avuç insan değil, büyük kitleler ve zaman koyar.
- bir kitabın çok satması onun nitelikli olduğunu göstermez elbette ama niteliksiz olduğunu da ortaya koymaz. bir sürü ıvır zıvırın çok satan listelerine girdiği edebiyat aleminde, yaşar kemal gibi, nazım hikmet gibi, sabahattin ali gibi büyük yaratıcılar da milyonlar satabilir. belki şöyle söylemek daha doğru: nitelikli bir kitap satabilir de, satmayabilir de kısacası satış ölçü değildir.
- İnsanın başına gelen en önemli iki olay. Doğum ve ölümde, yaşamını en derinden etkileyen, değiştiren iki kişi de anası ve katilidir.