- "Kötümser, 'İşler daha kötü olamaz' diye feryat ederken, iyimser, "Olabilir, daha kötü de olabilir' dermiş. Şimdi söyle bakalım. Sen iyimser misin, kötümser mi?"
- Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir. Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık.
- Ölüyorum Dostlarım Bu kez son durak. Ama beğenmezsem geri gelirim Ölümü de öğrenmiş olarak.
- Şarabın verdiği uykuyu ve bir kadının yanında uyunan ağır uykuyu bilirim
- Kemalizm, Mustafa Kemal'e yapılan en büyük kötülüktür. "Ben size hiçbir dogma, hiçbir değişmez kural bırakmıyorum." diyerek çağa uygun akıl ve bilim yolunu işaret edecek kadar zeki bir liderin adını kullanarak, yüzlerine Mustafa Kemal maskesi takan asker ve sivil egemenler, ona taban tabana zıt uygulamaları Kemalizm diye yutturdular ve akıl almaz işkencelerden, faili meçhul devlet cinayetlerine kadar işledikleri her suçu, devrimci liderin adını lekelemek için kullandılar. Yirmili yaşlarımda askeri cezaevindeyken bile bu ayrımın farkındaydım; bu yüzden her gün dinletilen marşlara, kendilerini Atatürkçü zanneden darbeci subaylara karşı, onun adının istismar edildiğini düşünüyordum.
- Beynim biliyordu ama kalbim bilmiyordu. Zaten o zavallı, yorgun pompa ne bilebilir ki!
- "Zaten insanın kendi kaderini bilmesinden daha korkunç ne olabilir? Herkes öleceği günü, saati bilseydi, geriye sayım ne kadar zor olurdu düşünsenize! Geçen her dakikayı bir tabut çivisi gibi algılamaz mıydık?"
- 'ya Rabb'i, ne cennetimiz vardı! Herşey ne kadar da kolaydı . Rektörün arabasında olduğun sürece tabii'
- ''önce zihin çökerse insan daha mutlu ölürdü''
- oysa günümüzün edebiyat modası, duyguların uzun ve tumturaklı cümlelerle didik didik etmeye, yani bir çeşit edebi gevezeliğe dayanıyor. mesela çehov'un üç sayfada ulaştığı hikaye derinliğini, otuz sayfada gevezelik ederek vermeye çalışıyor ve etkileyemiyor elbette.