- ''Bir gün baksam ki gelmişsin.. Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar. Gözlerinde bir bitmez,bir tükenmez güzellik Saçlarında ilkbahar... ''
- ANADOLU Ben Anadolu'yum!.. Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç... Şükrederek kalktığım sofralarımda Ya soğan ekmek olur, yâhut bulamaç. Hastalarım vardı ölüm yataklarında, Ne doktor yüzü gördüm, ne ilâç. Zaman zaman nankör çıktı büyütüp okuttuğum, Gölge vermedi çok kere, diktiğim ağaç... "Devlet" denince hep vergi geldi aklıma, "Jandarma" deyince kırbaç... En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti, Üç-beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç... Gittim, yiğitçe döğüştüm gazâ meydanlarında, Ne tâk-ı zaferler istedim, ne taç... Savaşta çiğnetmedim Hilâl'i düşmanlara Barışta düştü üstüme gölge gölge Haç!.. Yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ Alın terine muhtaç... Ben Anadolu'yum, acılı, mahzun; Bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç...
- BENİM Ve büyür gözlerimde güvercin güzelliğin Sonra bıkıp usanmadan sabahlara dek Biri durur kapında korkulu ürkek... O duran benim. Bir gölge gibi düştüm ardına yıllardan beri Sordum seni şehir şehir Şimdi her gece yarısı rüzgâr değildir Pencerene vuran benim. Bir gün bölerse uykunu bir saat çıngırağı Birdenbire yatağından kalkıp oturma Öyle korkulu gözlerle etrafına bakınma Saatleri kuran benim. Senin bir suçun yok kabahat bende Bitsin bu kıskançlık gayrı diyerek, Boy verdiğin aynaları istemeyerek Tekrar tekrar kıran benim. Bir ceylan gibi durma artık gecenin ortasında Ceylan gibi bakma oraya Seni bir beyaz duvağa, altın halkaya... Duyuran benim. Kolay kolay unutulmaz adına yaktığım türküler Kapanmaz yüreğime açtığın yara. Her akşam saçlarını karanlıklara... Savuran benim...
- ??Bizim göbek atmaktan başka hiçbir mahareti olmayan popçu kızlarımız, oğlanlarımız! Ah ne olurdu göbekleri kadar biraz da kafalarını çalıştırabilselerdi.??
- Şaşırdım Kaldım İşte Bilmem Ki Nemsin Sözde senden kaçıyorum Dolu dizgin atlarla Bazen sessiz sevdasın İpekten kanatlarla Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla Karşıma çıkıyorsun En serin imbatlarda Adını yazıyorum Bulduğun fırsatlarla Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla Sözde senden kaçıyorum Dolu dizgin atlarla Ne olur bir gün beni Kapından olsun dinle Öldür bendeki beni Sonra dirilt kendinle Çarpsam kara sevdayı En azından yüzbinle Nasıl bağlandığımı Anlarsın kemendinle Kaç defa çıkıp gittim Buralardan yeminle Ama her defasında Geri döndüm seninle Hangi düğüm çözülür Nazla, sitemle, kinle Ne olur bir gün beni Kapından olsun dinle Şaşırdım kaldım işte Bilmem ki nemsin Bazen kız kardeşimsin Bazen öp öz annemsin Sultanımsın susunca Konuşunca kölemsin Eksilmeyen çilemsin Orada ufuk çizgim Burda yanım yöremsin Beni ruh gibi saran Sonsuzluk dairemsin Çaresizim çaremsin Şaşırdım kaldım işte Bilmem ki nemsin
- SEN SEN SEN Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden. Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni Sen gelsen yeter... Huzur ellerinin güzelliğidir. Gözlerin karşımda mutluluk denizi. Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter... Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter... Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm. Bende sabır sende naz... Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter... Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün, Sende karar kıldığını... Ve içimin şerha şerha yarıldığını, Sen bilsen yeter... Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi... Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek... Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek, Eğilsen yeter...
- Bir Gün Baksam Ki Gelmişsin Bir gün baksam ki gelmişsin.. Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar. Gözlerinde bir bitmez,bir tükenmez güzellik Saçlarında ilkbahar.. Bir gün baksam ki gelmişsin.. Gülüşünde taze serin bir rüzgar Ellerin yine eskisi kadar güzel Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar.. Bir gün baksam ki gelmişsin.. Hasretin içimde sonsuzluk kadar. Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz. Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar. Bir gün baksam ki gelmişsin.. Ne yüzünde bir gölge,ne dilinde sitem var. Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm Benim olmuş dünyalar. . .
- Bir gün baksam ki gelmişsin... Ne yüzünde bir gölge, ne dilinde sitem var. Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm Benim olmuş dünyalar...
- Benim Ve büyür gözlerimde güvercin güzelliğin Sonra bıkıp usanmadan sabahlara dek Biri durur kapında korkulu ürkek... O duran benim. Bir gölge gibi düştüm ardına yıllardan beri Sordum seni şehir şehir Şimdi her gece yarısı rüzgâr değildir Pencerene vuran benim. Bir gün bölerse uykunu bir saat çıngırağı Birdenbire yatağından kalkıp oturma Öyle korkulu gözlerle etrafına bakınma Saatleri kuran benim. Senin bir suçun yok kabahat bende Bitsin bu kıskançlık gayrı diyerek, Boy verdiğin aynaları istemeyerek Tekrar tekrar kıran benim. Bir ceylan gibi durma artık gecenin ortasında Ceylan gibi bakma oraya Seni bir beyaz duvağa, altın halkaya... Duyuran benim. Kolay kolay unutulmaz adına yaktığım türküler Kapanmaz yüreğime açtığın yara. Her akşam saçlarını karanlıklara... Savuran benim.
- Ellerin Senin, ince uzun, beyaz ellerin Yüreğimi alan bir serinlik sanki Al bir kadife üstünde ellerin dursa biraz Tabloların en güzeli olur inan ki. Ellerini düşündüm geceler boyu Ellerin içimde akıp duran su Ellerin, türküler uykular kadar güzel Ellerin karanfil kokusu... Mısra mısra beyit beyit ördüğüm Ellerindir düşlerimde ayan beyan gördüğüm Uzat ellerini avuçlarıma Uzaktan bakmak mı yüz görümlüğüm. Ateşim var, hastayım, sayıklıyorum Ellerin aklımda en güzel yorum Koysan ellerini alnıma biraz Bütün ateşimi alır diyorum. Kapı, pencere, masa, duvar... Odamın her yerinde ellerinden gölge var Bir gün gelsen evime şaşıracaksın Açılacak birer birer kendiliğinden kapılar...