- Yalnızlık ve inziva sonsuz, koyu yoğun gecelere benziyordu. Koyu, yapışkan, bulaşıcı karanlıkları olan ve boş kentlere çökerek şehvet ve kin uykuları yaymayı bekleyen gecelere benziyordu.
- Ben ölmeyi, benden hücrelerimin çürümesini öyle çok düşündüm ki, korkmaz oldum ölümden; hayır, aksine, yok olmayı gerçekten ister oldum. Yalnız bir şey ürkütüyordu beni: Beden zerrelerimin o aşağılıkların zerrelerine karışabileceği düşüncesi. Bunu düşünmeye tahammül edemiyor, öldüm mü upuzun parmaklarım olsun istiyordum: O uzun, hassas parmaklarla kendi zerrelerimi bir bir toplar, avuçlarımda saklar, kendi malım olan zerrelerimin, o aşağılık adamların bedenlerine geçmesini böylece önlerdim.
- Gözlerinin parıltısına, rengine, kokusuna, hareketlerine öylesine âşinâ idim ki, ruhlarımız önceki bir hayatta, cisimsiz maddesiz bir âlemde karşılaşmış da tek asıldan, tek maddeden oluşmuş, böylece bizim yeniden birleşmemiz âdeta kaçınılmaz olmuştu. Ben bu hayatta da onun yanında olmalıydım.
- Vücuttaki kan pıhtılaşıyor, bazı organlar yirmidört saat sonra çürümeye başlıyorlar ya; saçlar tırnaklar ölümden sonra daha bir süre uzamaya devam ediyorlar. Kalp durunca duygular düşünceler de kayboluyor mu, yoksa kılcal damarlarda kalan kan sayesinde belli belirsiz bir hayat sürüp gidiyor mu? Ölüm olayı aslında korkunç bir şey; ya öldüklerini kavrayanların hissettikleri?
- Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.
- Duvarda bir de aynam vardır, ki bakar yüzümü seyrederim. Münzevi hayatımda bu ayna, benimle hiçbir ilişkisi olmayan ayaktakımlarının dünyasından daha önemlidir.
- Ve biz, henüz insanların dilini bile anlamadığımız yaşlarda, ara sıra oyunlarımızı yarıda kesiyorsak, bunun nedeni, ölümün seslenişini duymuş olmamızdır.
- Hayat, soğuk kayıtsız, herkesin maskelerini çeker alır zamanla; maskeleri de hani çoktur herkesin. Fakat bazıları hep aynı maskeyi kullanırlar, ister istemez kirlenir, yıpranır bu maske. Tutumlu kimselerdir bunlar. Bir kısmı evlatlarına saklar maskelerini; bir kısmı da vardır ki boyuna maske değiştirirler, ama yaşadıklarında görürler ki bir sonuncu maske kalmış ellerinde ve bu da pek çabuk eskir, o zaman maskenin gerisinden gerçek yüzleri çıkar ortaya..
- Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım.
- Lâkin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan.