- Ölüm birine gülümsemeye görsün, bu gülücüklerle kendine çeker onu.
- Ne yazık ki gene akşam oldu. Bütün dünya karardı. Bütün insanlar huzura kavuştu. Bir benim ıstırap ve gamım arttı. Dünyanın mizacında mutluluk olmaz. Ölümden başka gam ilacı bulunmaz. Ama çam ağacının altında, köşede Yere damlamıştır üç damla kan."
- Çünkü yüzleri böcekler heykelindeki yüzlere benzeyen çıplak bir kadınla erkek vardı tabutun içinde. İncecik, zarif bir kumaş arasında sarmaş dolaş uyumuşlardı. Dudakları birbirine yapışıktı ve bellerine beyaz bir yılan dolanmıştı.
- İnsanın kalbi ve duyguları hiçbir zaman değişmez. İnsanoğlu bir gün dünyanın güneş etrafındaki yörüngesini değiştirebilirse , Sirius yıldızına gidebilse bile yine aynı zayıf , korkak ve duygusal insan olurdu.
- İnsanoğlunun icat ettiği lambalardan çok mehtaba bakmaktan zevk alırım ben.
- Sen aşktan değil, aşk acısından zevk alıyorsun. Seni sanatkâr yapan da bu aşk derdi zaten.
- İnsan doğaya dönmeli, doğadan uzaklaştıkça daha bedbaht olur diyorlar.
- Dünyanın sonu gelmeyecek. Sadece insanlık sona erecek; o da kendi eliyle.
- tek tesellim, ölümden sonra hiçlik ümidiydi; orada tekrar yaşamak düşüncesi içime korku salıyor, beni hasta ediyordu. ben ki henüz yaşadığım dünyaya bile alışamamışım, bir başka dünya neyime yarardı benim? bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. yeryüzünün, gökyüzünün güçlülerine avuç açanlar, yaltaklanmasını bilenler için. kasap dükkanı önünde bir sinir parçası için kuyruk sallayan aç köpek gibiydi onlar. evet, ikinci bir hayat düşüncesi korkutuyor, hasta ediyordu beni. hayır, bütün bu öğürtü veren dünyaları, bütün bu iğrenç yüzleri görmeye ihtiyacım yoktu benim. tanrı bir sonradan görme miydi ki dünyalarını ille de göstermek istesin bana?
- Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Hayatın derinlerinden seslenir, yanına çağırır bizi.