- ?Parmak uçlarına basa basa çekilip gidiyordu gece. Sanki yorgunluk çıkarmıştı, kanaatkardı, bu kadarı yeterdi ona. Uzak, hafif sesler duyuluyordu. Bir göçmen kuş, rüya görüyordu belki, belki bitkiler büyüyordu. Solgun yıldızlar, bulut kümeleri gerisinde kayboluyorlardı. Yüzümde sabahın yumuşak soluğunu hissediyordum??
- Dünün bir olayı bana,bin yıl öncesinin bir olayından daha eski,daha önemsiz geliyor.
- Öldüm mü upuzun parmaklarım olsun istiyordum: O uzun,hassas parmaklarla kendi zerrelerimi bir bir toplar,avuçlarımda saklar,kendi malım olan zerrelerimin,o aşağılık adamların bedenlerine geçmesini böylece önlerdim.
- İnsanların hile hurda dolu dünyasından hayvanların içten, kayıtsız ve çocukça dünyalarına sığmınıştı adeta.
- Bilmiyorum, neden bunca kız taş yürekli delikanlılara kanarlar? Bu hal öbür kızlara da ibret olmaz.
- Hepimiz farkında olmadan kendimizden söz ederiz. Hatta yabancı olduğumuz konularda kendi duygularımızı, gözlemlerimizi başkasının ağzından söyleriz. İşin en zor yanı, kişinin her şeyi olduğu gibi söyleyebilmesidir.
- Şimdi anladım ki benim en değerli yanım bu karanlık ve sessizlikmiş.
- "Atalarımızın aslını faslını iyice karıştıracak olursak sonunda gorille şempanzeye kadar gideriz."
- Eskiden insanoğlu daha sade ve acizdi ve mucizeye daha çok inanırdı; bu yüzden de sık sık mucize olurdu.
- Oysa o sonsuza kadar ölecekti; geriye bir çocuk bırakmamıştı çünkü.