- "Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi.. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu."
- "İçimde, bir yolculukta tanışıp alıştığım, fakat pek çabuk ayrılmaya mecbur olduğum bir insana veda eder gibi bir his vardı..."
- İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtırlar. Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki ismi, "birtakım yabancılar beslemek"ti.
- Herşeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?
- Demek ki beni bir türlü sevemiyordu.Hakkı vardı.Beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti.
- Ona birçok şeyler şimdiye kadar hiç kimseye hatta kendime bile söylemediğim şeyler anlatacaktım.
- Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kâfi mazeretler tedarik etmiştir.
- tesadüfün pek merhametli olmadığını ve birbirine böyle yakın olanları bir ikinci defa karşı karşıya getirmediğini biliyorlardı.
- "Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum!" dedi.
"Bu eksik sana değil, bana ait.. Bende inanmak noksanmış.. Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana âşık olmadığımı zannediyormuşum.. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın..
Seni seviyorum.. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.." - Vicdan azabı dedikleri şey,ancak bir hafta sürer.Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmiştir.