Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman meydana çıkıyordu...
Ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım...
İnsan, bilhassa kadın ve erkek münasebetleri o kadar karmakarışık ve arzularımız, hislerimiz o kadar anlaşılmaz ve bulanık ki, hiç kimse ne yaptığını bilmiyor ve akıntıya kapılıp gidiyor.
Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor.
Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim. İkinci defa oynayamam...
''Maria'' diye fısıldadım.''Nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar çok mesut edebiliyor?..İnsanın içinde ne müthiş kuvvetlerin saklı olması lazım!''
Bu akşam anladım ki,bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.Gene bu akşam anladım ki,onu kaybettikten sonra,ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirdim.
Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar,bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim...
Yalnızca devletin emrettiğini yapmakla hür olunuyorsa, buna hürriyet demek biraz güçtür.
Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirlerinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.
Meltem Arıkan
Nermi Uygur
Julian Barnes
Judith McNaught
Jean Paul Sartre
Halit Ertuğrul
Julie Garwood
Jostein Gaarder
Cecelia Ahern
Ursula K. Le Guin