- ...Bugün çaresi bulunması icap eden şeyin bir gün beklemeye bile tahammülü yoktu..!
- Bir insanı kendisi kadar , kendi düşünceleri , dertleri , korkuları ve noksanları kadar ne meşgul edebilirdi?
- Asıl iyilik tanımadıklarımıza yaptığımız iyiliktir ; halbuki biz bütün hüsnüniyetimizi dostlarımıza saklayıp bunların dışında kalanları bir çırpıda ve kısa bir hükümle fena addediyoruz .
- Kuvvet her hareketi mazur gösterebilir. Acizlere acımak ise sersemliktir .
- Dünya kim?.. benden başka dünya var mi ? Herkesin tek bir dünyası vardır , o da kendisi...
- Siz bir şey yaptığınızı zannediyorsunuz , ben ne yaptığımı , daha doğrusu ne yapmadığımı gayet iyi biliyorum . Sonra... ben daha çok kendi içimde yasayan bir insanım... bunun için size nazaran birkaç misli fazla yaşamış sayılırım.
- Son aylarda mütemadiyen kafasını dolduran ve bir türlü cevabı verilmeyen bu sualin gene beyninde zonklamaya başladığını hissediyordu. Bastığı yerin ayaklarının altında sıkı durduğunu hissedememek, hemen yola çıkılacakmış kadar eğreti bir hayat yaşamak ne azaplı şeydi.
- 'yerini bulamama'nın azabını bütün teferruatıyla duymakta idi. Kendinde her şeyi yapabilecek kuvveti görmek, sonra yapılacak hiçbir şey bulamamak..Tükenmek bilmez bir sabırla meçhulü beklemek. Nihayet bütün bunları sisli bir havadaki ağaçlar gibi belli belirsiz, karışık bir şekilde hissetmek...Bu uzun zaman dayanılır şeylerden değildi.
- Dünyanın en zor ve karışık işi bile bu bekleyişten daha kolay ve aydınlıktı..
- Dinlediği sırada kendisine ezberlenecek kadar doğru görünen fikirler, nasıl oluyor da bu kafada barınacak ufak bir yer olsun bulamıyorlardı?