- Ölüm öyle bir şey ki insanı en büyük düşmanlarıyla barıştırıyor.
- İşte o vakit kulağıma bir ses, itikadı bütün insanların şeytan demekte asla tereddüt etmeyecekleri bir ses geliyor: - Zorlama kendini ağlamayacaksın. Ağlamayacaksın. Ne bu gece, ne yarın gece , ne hiç bir zaman...
- Etrafımdakiler ne tıynette insanlar olurlarsa olsunlar ben, umdelerime sadık kalacağım. Bazı zayıf iradeli ve uşak ruhlu kimseler gibi şahıslardan gelen fenalığı memlekete atfederek ona küsmeyeceğim. Bilakis, göreceğim zulüm ve gadrin benimle beraber o büyük mağdur anayı da vurduğunu, yaralarına bir fazla yara ilave ettiğini düşüneceğim ve daha kuvvetle, daha şevkle çalışacağım.
- Ne arsız gönlüm var benim? Etrafımdaki insanları ne kadar çabuk seviyorum..
- Saklamaya çalışma nafile. Sevda, çocuk gözlerinden uyku gibi akıyor!
- "Sen kurşunla vurulanları hiç işitmedin mi hemşireciğim? Bazıları vurulduklarının farkında bile olamazlar, üç beş adım koşarlar, kaçıp kurtuluyoruz sanırlar. Yara sıcakken acımaz hemşireciğim."
- "Öyle sanıyorum ki kudret yalnız güzel simaları değil güzel toprakları, güzel denizleri de insana gizli gönül azapları versin diye yaratmış."
- Ben zannediyordum ki ömürlerimizin teknesini istediğimiz sahile götürmek için yalnız onun dümenini almak kâfidir... Şimdi anlıyorum ki değilmiş... Yollar görünmez kayalarla doluymuş... Onlara çarpmamak lazımmış... Daha fenası gizli cereyanlar varmış ki insan onlara kapıldığı zaman yolun değiştiğini, gittikçe uzaklaştığını farkedemezmiş... Ta kendisini başka sahillere düşmüş görünceye kadar...
- ?Aynı duayı birbirinden habersiz eden iki insan, er yada geç birbirlerine kavuşurlar..?
- " Daha o gün anlamıştım Feride; ben ömrümce seninle sınanacaktım. Çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır.."