- Ne bileyim, insan kalbi, öyle anlaşılmaz bir şey ki!..
- "Seni kendi kendimden, hayatımdan, muhtelif saadetlerini birbirinden kıskanıyordum. Dünyada zamanla yıpranmayan, kuvvetini kaybetmeyen hiçbir his yok. ?Ya bir zaman sonra Feride?yi bu kadar sevemezsem, ya bu leziz, nadide tahassürü kaybedersem??diyordum. O vakit, yan yana bitmesinden korkulan ışıkları nasıl söndürürlerse ben de öyle yapıyor, hayalini gözlerimden uzaklaştırmaya çalışıyordum."
- "Üzülme Çalıkuşu, hiçbir şey kazanamadınsa, geçinmek, yaşamak ve tahammül etmek ne olduğunu da mı öğrenemedin? Bu az kazanç mı?"
- Tanıdıklarımız, sevdiklerimiz vardır ki ayrı bulunduğumuz zamanlarda sık sık düşünürüz; iftirakın sevgimizi büyüttüğünü duyarız. İlk görüşeceğimiz gün içinde nadide tahassüsler hayal ederiz. Fakat vakta ki kavuşma zamanı gelir. Onlar yabancı bir tavır ile, lakayt bir bakışla bizi karşılarlar. Anlarsınız ki sizi onlara yakınlaştıran firkat onları sizden uzaklaştırmıştır.
- Bu gece evimdeki yalnızlıktan nasıl korktumsa içimdeki yalnızlıktan da öyle korkuyorum...
- İnsan ancak kaybettiği yahut kaybetmek üzere olduğu şeyleri böyle birdenbire sevmeye başlar...
- Büyük aşkımı bu akşam uzak akşam güneşlerine benzetiyordum. Boş ihtiraslar arasında bin cevr ü mihnet içinde ziyan olan ömrümün bu kadar güzel bir akşamı olacağını ümit edebilir miydim.
- Genç muallimenin artık hiçbir eksiği kalmamıştı.Acımayı öğrenmişti
- Çirkinin ağzındaki güzel söz, acizin ağzındaki haklı söz kadar boş, faydasız bir şeydi.
- Hiç olmazsa bir kere bakışacağız..