- Bütün hayatımızı yersiz çekingenliklerle mi geçireceğiz Olric? Cesareti yalnız kafamızda mı yaşayacağız?
- Siz bilmezsiniz albayım: İnsanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu.
- Daha fazla incinmemek için duygusuzluk ve alay kabuğunun içinde korunmaya çalıştı. Bütün ömrünce anlaşılmayı bekledi. Kendi gibi olmayanları idrak edemeden yaşadı.
- Onu görüyorlardı. Hiçbir şey yapmadan aptalca bir düzen içinde yaşarken kimse görmüyordu. Sonra, alışılmışın dışında en küçük bir davranışını görüyorlardı.
- - Biraz aklımız karışacak galiba efendimiz. Bilmem ki.
- Karışsın Olric. Bugüne kadar boş bir kağıt gibi temiz kaldı. İyi koruduk uzun süre. Biraz da zorlansın. Saflığını kaybetsin biraz. Aklımız, maceralardan korkmasın biraz. - Dünyaya bir daha gelişinde
Çocuk ve korkusuz yaşamak ister sürekli.
Büyümek, yalnız tutunanlara gerekli. - Ceketsiz olmaz: İnsanı vatandaşla karıştırırlar sonra.
- Ben ucuz bir romandım. Hayır, kötü bir edebiyatın bile bir gerçekliği vardı: Can sıkıcı taklitçilikleri bile benden gerçekti. Ben yoktum; hatta ben yokum, olmadım diyemeyecek bir yerdeydim; kelimeler bile yan yana gelerek beni tanımlamak istemezlerdi. Ne olurdu benim de kelimelerim olsaydı; bana ait bir cümle, bir düşünce olsaydı. Binlerce yıldır söylenen milyonlarca sözden hiç olmazsa biri, beni içine alsaydı! Çok insan için söylendi ama, sana da uygulanabilir denilseydi. (Bu sözleri başkalarıyla paylaşmaya razıydım. Başka çarem yoktu.) Kendime gerçekten acıyabilseydim, gerçekten ümitsiz olsaydım. (Olumlu durumları aklıma getirmeye cesaretim yoktu.)
- Her şeye yeniden başlamak da mümkün değildi. İstesem de mümkün değildi. Nerede kaldığımı unuttuğuma göre, baştan başlamak için de birtakım yetenekler gerekliydi; daha talihli doğmuş olmak gerekliydi mesela.
- Belki de ölmemek için, hiçbir işin sonuna kadar gitmiyordum. Böyle küçük çalışmaların üst üste eklenmesiyle doluyordu zaman. Ben de kelimeleri birbirine yapıştırarak yaratıyordum zamanı.