- Bir gün ölürse, ona bu vatan bir mezarlık verecek.
Dikilen her kumaş bol gelir bize
Çocukken güneşin tadın bilmedik
Büyüdük kadının adın bilmedik
Bizi anlayacak kadın bilmedik
Sevgisiz bir hayat çöl gelir bize
Benim cefalı yarim kafamdır
Divanda düşünmek bütün safamdır
Mülkiyet benimçün büyük evhamdır
Senin olanları nideyim gayrı - Kendi içimdeki indeyim gayrı
Dostlar dedi: bu can bizden değildir
Düşman kırdı, oysa buzdan değildir
Gene de herhalde bizden değildir
Çare yok dünyadan gideyim gayrı - Selim, bu mısralarda geçen horoz ve öğretmenden başka, attan, şimşekten, Frankeştayn ve Kurt Adamdan -özelikle Kurt Adamdan- köpekten, uçurumdan, karanlıktan, ağaca çıkmaktan, yalnız kalmaktan, ölüden, denizden, cenaze levazımatçılarından -özellikle dükkanlarından- ve takma dişten korkardı.
- Yalnızlığımın yalnız zararı bana dokundu.
- ... yarım kalan isteklerin acıklı yaşantısızlığı ...
- Neden, babasının verdiği on liranın üstünü bir kerede yolda düşürmesini sağlamadın da, önce iki buçuk lirayı düşürdü ve koşa koşa dönüp bu parayı ararken kalan dört lirayı da kaybetti?
- çıkarlarıyokmuşdabirşeybeklemiyormuşcasınagillerden
- Hayattan çıkarı olmamak, hem Tanrının hem de insanların gözünde affedilemez bir suçtur, gelişip yayılmaması için gerekli her türlü tedbir alınacaktır.
- Kimseyi tanımayacaksınız; hele hayattan çıkarı olmayanları hiç!
- En iyisi kendinle konuşacaksın, kendine yorumlayacaksın okuduklarını.
Gözlük takmanın nedenini yıllarca, göze toprak kaçması, gözün de böylece yorularak iyi görmemesi sandım. Bugün de öyle sanmak isterdim; bunun kimseye zararı dokunmazdı. Ben de, yalnız bana ait olan bir düşüncenin mutluluğuyla yaşardım.