- Bir dostun varlığı güzel bir şeydir; fakat bir dosta ihtiyaç duymadan yaşayabilmektir önemli olan.
- Şimdi piyanoya oturur, kelimelerle ifade etmekte güçlük çektiğim bütün duygularımı, acılarımı tuşlara dökerdim. Bazen şiddetli, bazen yavaş basardım onlara. Kim bilir ne ince ayrıntıları vardır o dokunuşların? Kelimeleri, daha önce, öyle kötü yerlerde kullanmış oluyoruz ki, kirletir diye korkuyoruz duygularımıza dokunursa. Seslerin başka türlü bir dokunulmazlığı var.
- Kimse aydınlıkta konuşmaya cesaret edemiyor.
- Fakat benim sevmeğe hakkım yok mu albayım ?
- Dinle ey sağır sultan! Halkın dileklerine neden kulaklarını tıkadın? Neden kendini satırların arasına gömdün? Neden hayatı bırakıp emirleri kutsallaştırdın ve halkın anasını ağlattın?
- Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış.
- - Gözden ırak, gönülden de ırak olur mu efendimiz? - Hayır Olric. Yüreğinde bir yer açıp oraya oturttuğun her kimse, seninle birlikte gider her yere.
- "Ben, senin bilinç altı karanlıklarına ittiğin ve gerçekleşmesinden korktuğun kirli arzuların; ben senin bilinç altı ormanlarının Tarzanı! Yemeğe geldim seni. Benden kurtulamazsın. Ben, senin vicdan azabınım." "Bağırma, anladık. Benim vicdan azabım bu kadar kıllı olamaz. Ruhbilimci Tarzan, lütfen giyin."
- "Kendini çözemeyen kişi, kendi dışında hiç bir sorunu çözemez."
- "Bir insanı, diğerinden ayıran hususiyet nedir? Dış şartlar mı? Olamaz. Nedir o halde? Kazanç ve kayıp hakkındaki telâkkisidir."