- ''Kişisel değer saydığımız şeylerin, toplumun baskısıyla edinilmiş sahte nitelikler olabileceğini de hiçbir zaman akıldan çıkarmamalıyız.''
- Emel: tiyatroda devrim yapın. Servet: devrim mi? Olmaz. Elimden gelmez ki. Çünkü ben tiyatroda romantik dönemin, his ve acı döneminin adamıyım.
- İnsan, kendisi gibi olanlara merhamet eder mi hiç ? Dilenciler ya da soylu kişilerle doldurmalıyız sahneyi. Çünkü insan ya düşkünlere acır, ya da yüce varlıkları kıskanır.
- Kanlı canlı hareketli yaşayan gülen ve ıstırap çeken güçlü yaratıklardan kaçıyorlar ve evlerine sığınarak çorap reklamlarının arasına sıkışan hapisane kaçkını gölgeleri seyrediyorlar.
- Bu ülkede de çalışan herkes sinirli. Onun için çalışmıyorum artık. Onun için evden çıkmak istemiyorum. Her gün yollarda ve vasıtalarda gergin yüzler, düşmanca bakışlar, insanı her an tedirgin eden...
- Ben bütün hayatımca korktum Filiz. Bilhassa gülünç olmaktan korktum. Hayır, sizi de sevmemeliyim. Çünkü her zaman olduğu gibi hayal kırıklığı bekliyor beni. Gene gülünç olmaktan korkuyorum.
- Belki de insanlar aynı oyunları oynuyorlar, hayatlarını birbirine benzer oyunlarla geçiriyorlar.
- Biliyorsunuz üstad, bizde gerçeği bulanlar artık hiç konuşmazlar.
- Biz büyük bir milletiz derken, aynı zamanda demek istiyorum ki, evet aynı zamanda biz çocuk kalmış bir milletiz! Çünkü her şeye çocuk gibi sevinir, çocuk gibi üzülürüz her şeye.
- Bizde adettir işte: gerçeği buldun mu susacaksın.