- Yazık ki erkekler, şımartıldıkları zaman nerede durmaları gerektiğini çoğu zaman bilemezler. Kadının, bunu hatırlatması ise, utanç verici bir uyarmadır onlar için.
- ... bir hüzün, ne olduğu belirsiz, fakat sürekli ilgi isteyen bir duyguydu. Hem örtülmesi gereken, hem de örtüldüğü ona hissettirilince kuvvetlenen bir duygu.
- ... hep oynayabilseydik bu oyunları. Biraz olsun dinlenseydin arada. Durmak bilmeyen kafanı rahat bırakıp kuvvet toplasaydın biraz. Kim dayanabilmiş ki sürekli? En basit insanların bildiği bu gerçeği nasıl göremedin?
- Okumalıyım, bilmeliyim, okumalıyım. İşin içine girmeliyim; kendime acı vermek pahasına.
- "Hayır, dostum. Ben en acıklı anda bile güldürücü sözler bulabilen bir insanım. Kendime acımam yoktur." { sayfa 61 }
- İnsan, kendini beğenmeden yaşayamaz. Kendini beğenirse, diğer insanlar onun hayatını cehenneme çevirmeye çalışırlar. Bunun için, insan, hem kendini beğenmeli hem de beğenmemelidir. {sayfa 78}
- Beni kötü yetiştirdikler dostum! Güzeli ifade gücünden yoksun bıraktılar beni. Tıpkı filmlerdeki gibi diyebiliyorum ancak. Ne acıklı değil mi? { sayfa 107}
- Ben, en acıklı anda bile güldürücü sözler bulabilen bir insanım. Kendime acımam yoktur.
- Bir insanı, diğerinden ayıran hususiyet nedir? Dış şartlar mı? Olamaz. Nedir o halde? Kazanç ve kayıp hakkındaki telâkkisidir.
- Kendini, rakipsiz saydığı konuların dışında, bir daha hiç bir zaman tecrübe etmemeyi ve kuvvetsiz olduğu yerlerde de ehemmiyetvermiyormuşçasınagillerden olmayı uygun buldu.