- "Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır, dedim kendime. İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar"
- Bizim gibilerin hayatında mutluluklar kısa süren aydınlıklardır.
- Son zamanlarda kendime doğru dürüst acımaz olmuştum.
- İnsanları sevemeyeceğimi anlayınca uzaklara gittim. Kimse beni bulamasın diye. Onlar da beni ciddiye aldılar, gelmediler..
- ''...Beni anlamıyorlardı zararı yok. Zaten beni daha kimler anlamadı...''
- Herkes kendisini korumasını biliyor, benden başka," diye yakındı hikmet. sonunda hep ben kalıyorum ortada. bedelini koymadan satılığa çıkarıyorum kendimi. satın alanlar hiç bir şey ödemeğe yanaşmıyor bu yüzden. bir panayırda, eski ve soluk bir çadırın içinde gösterilen, büyüklüğünden başka bir meziyeti olmayan bir deniz canavarıyım. uzak ve soğuk denizlerde, her nasılsa yakalanarak bu fakir çadırın kötü havuzuna yerleştirilmişim. panayıra gelenler, bütün hayvanlardan belirli marifetler bekliyorlar. benim bütün marifetim balık yemek. pos bıyıklarımın arasına fırlatılan balıkları çiğ olarak yutmasını becerebiliyorum ancak. bu nedenle, çadıra giriş de ucuz aslında; kimsenin bütçesini sarsmayacak küçük bir ücret mukabilinde gösteriliyorum."
- Herkes istediği mesleği seçecektir. Ressam olmak isteyenler reklamcı, yazar olmak isteyenler mühendis, mimar olmak isteyenler iktisatçı, meyhaneci olmak isteyenler hukukçu, hukukçu olmak isteyenler tezgâhtar, adam olmak isteyenler uşak ve dilediği gibi yaşamak isteyenler rezil olmayacaklardır. Delilerle alay edilmeyecektir. Mahalle çocukları böylelerinin peşine takılmayacaktır. Para kazanamayanlara serseri denilmeyecektir. Babalar, kızlarını her çeşit insana vereceklerdir. Sokak köpeklerinin durumu düzeltilecektir. Çocuklar, masallarla ve Allah?ın vereceği cezalarla korkutulmayacaktır. Taşradan gelenler, şehirde doğmaktan başka meziyetleri olmayanlar tarafından hor görülmeyecektir. Kurnazlık ortadan kalkacaktır. Bu konuda sıkı tedbirler alınacaktır. Yüreğimizi ezen bu sıkıntı, başımızdaki bu ağırlık kalkacaktır. O zaman, bin yıllık saltanat başlayacaktır. Bin yıl daha sürecektir. Bin yıl daha sürecektir. Bin yıl daha sürecektir. Bin yıl daha sürecektir. Bin yıl daha, bin yıl daha...
- Sevin, "Artık meseleni sanat haline getirdin," dedi. Doğru ya, sanat eseri ile insan, yaşar mı bir insanla yaşadığı gibi.
- Aşk bir zayıflıktı, ve insanın başka güzellikleri görmesine engel oluyordu...
- Sabahları, kimseyi uyandırmadan sessizce yola koyulurdum; gezici din adamları gibi. Yalnızlığın dinini yayıyordum