- ''RECEP-Başka? GENEL BAŞKAN- Sık sık Firenkçe kelimeler kullanmak. RECEP-Ne gibi? GENEL BAŞKAN-Alternatif, kolektif, sosyal, kontinental, teknoloji, ideoloji, emisyon, devalüasyon, rasyonel, paralel, faktör, sektör falan, filan. RECEP-Ya bunlar? GENEL BAŞKAN-Bunlar da cahilliğin, bilgi çilesi çekmemişliğin maskeleri.''
- ''Kumarda kağıt çalan adam, tesadüflere hırsız rolünü oynattıktan sonra, onu kendisi yapmaya çalışandır. Yani kağıt çalmasa da hırsız... Bense hırsızların foyasını meydana çıkarmak için kağıt çalıyorum. Evet ben de bir hırsızım!''
- ''Sabır taşı, sabır taşı! Mercimek tanesi kadar taş! Derdimi sana açacağım. Dertlerini içine saklayamıyor insanlar. Derde ortak lazım. Dert, gökyüzü gibi bir şey!! Aynı perdeden seyretsek de hepimizin çerçevesi. Üstüne perde çekilemiyor. Dert hava gibi bir şey! Ayrı ayrı ciğerlerimizi doldursak da hepimizin malı. Bir kişinin sandığında kilitlenemiyor. Sabır taşı! Mercimek tanesi kadar taş! Seni seçtim kendime dert ortağı. ''
- Asırlardır zindandayız!... Neyin, hangi halin zindanıdır bu? Bir türlü hakikate ulaşamamanın, olamamanın, dünyanın en şaşalı oluşundan sonra, o oluşun aşkını kaybetmenin, birtakım hayallere kapılmanın, yapamamanın, edememenin, erişememenin, üstelik erişmekten alıkonulmasın muazzam zindanı.
- Goethe nin bir büyük sözü var. Diyor ki: "İnsanlar hayatında bir kere buluğ ıstırabı çekerler. Halbuki dehanın çocukları sık sık bu ıstırabı çekerler, böylece her defa gençleşirler."
- Felsefe yalnız karşısındakinin yanlışını çıkarırken doğruyu söyler. Kendi doğrusunu söylerken daima yanlıştır.
- Aklın idamı yok, İslam'da...
- Ve son sözü... Yeryüzü durdukça, şairi, edibi, fikircisi bu söze tırmanamayacaktır: "-İşte, zaman döne döne, seyrini ikmal ede ede, çıktığı noktaya vardı."
- ..... Padişah herhangi bir valisinden daha aciz hale gelmiş, ruhi ve iktisadi buhran her cepheden vücudu sarmış ve Türk cemiyeti sıfır ve yüz derece hararette su verici iki musluk arasında donma ve haşlanma tesirlerine apaçık bırakılmış, üç dört asırdır beklenen büyük fikir adamı ve cemiyet hamurkarından hiç bir haber gelmemiş, ortalık Batı hayranı sığ ve dıştan kopyacı politikacıların elinde kalmış ve bütün bunların neticesi olarak ruh kamaşmış, akıl büzülmüş, irade pörsümüş ve umumi felç yerleşmiştir. Bu bir hastalık levhasıdır ve hem de Rus Çarından gelmek üzere teşhisi gecikmeyecektir.
- Gerçek kahraman ve gaye adamı, vatanı için saadet ve selamet bildiği yolda , yalnız Allah'a ve milletine dayanır, kellesini koluna alarak ortaya atılır ve kurtarmaktan bahsettiği milletinin düşmanına sokulmaz, ona kendisini sevdirmez. Onun ajanı gibi çalışmaz.