Kendi rüyalarından beni sorumlu tutma. (syf 145)
Dudaklarının kenarına hüzünlü fakat dünyanın bütününü kuşatacak kadar derin bir tebessüm takılmış, aynı şefkatli hüzün gözlerinde de yuvalanmıştı. (syf 154)
Bir buğday başağı olup dalgalanıyorum. (syf 166)
Her şeyden uzak, bir ona yakınım. (syf 166)
Ama kader diye bir şey vardı ve şu lacivert halıyı ören el gibi belli ki düğüm üstüne düğüm atıyordu. (syf 172)
Bu kapı ölüm sonrasıyla yaşam tarafını birbirinden ayırıyordu. Ölümden sonrasına ait olan kısma hiç kimsenin girmesine müsaade edilmezdi ama herkes içeri görmek, orada neler olup bittiğini görmek isterdi. (syf 176)
Ne istediğini, niye geldiğini sormak ayıptı, o anlatıncaya kadar beklemek adettendi. (syf 171)
Tanrı bütün alemlerin Tanrısıdır ve bütün gerçek dinler aynı bir Allah'ındır. Gerektiği kadar geriye gidebilirsen bütün ırmakların aynı kaynaktan çıktığını, ortak bir mazide her şeyin ortak başlangıca bağlandığını görebilirsin. Ama bunu yani bütün ırmakların aynı kaynaktan çıktığını görebilmek için bir hayli yükselmek gerekir. (syf 179)
Yeryüzünde her şey iyi ile kötü arasındaki mücadeleden ibarettir. İnsana düşen bu ikisi arasında kendi safını seçmektir. (syf 180)
Çöl ile gök gibi buldular birbirlerini Aralarında bir yağmur eksikti (syf 182)
Barış Bıçakçı
Jane Austen
Gabriel Garcia Marquez
Murat Belge
Thomas Mann
İbrahim Tenekeci
Sylvia Plath
Fernando Pessoa
Sevan Nişanyan
Marc Levy