- Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman.
- ..."İşsiz kalırsam" diye düşündü 22 yaşında. "İşsiz kalırsam" diye düşündü 23 yaşında. "İşsiz kalırsam" diye düşündü 24 yaşında. Ve zaman zaman işsiz kalarak "İşsiz kalırsam" diye düşündü 50 yaşına kadar. (...) Şimdi 52 yaşındadır. İşsizdir. Şimdi merdivenlerde durup kaptırmış kafasını düşüncelerin en tuhafına: "Kaç yaşında öleceğim? Ölürken üzerimde yorganım olacak mı?" diye düşünüyor.
- ...Her şeyi unut, ayrılığımızı bile, sade beni düşün.
- Büyüdük. Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük.
- Kış gelmek üzere, oysa ki gönül kışa girmeye hazır değil.
- Hasretini etime işleyen bir yara gibi taşıyorum
- Öptü beni."Bunlar,kainat gibi gerçek dudaklardır"dedi."Bu ıtır,senin icâdın değil,saçlarımdan uçan bahardır."dedi."İster gökyüzünde seyret,ister gözlerimde ; körler onu görmese de yıldızlar vardır" dedi.
- ......
- Gelgelelim yine yalnız sana ve bana? Şöyle yalnız ikimiz, göz göze, bir pencere önünde, yalnız ellerimizin fısıltısı, yıldızlarla dolu bir gecenin seslerini dinlesek derim! ? Piraye'ye Mektuplar
- Akın var güneşe akın ! Güneşi zaaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!