Ezelden, insanın doğduğu güne kadar, bir tükenmez karanlık var; arada bir hayat zamanı var. Öldüğü günden, sonsuza kadar yine bir tükenmez karanlık...Öyle bir hayat ki, hem soluk almakla duruyor, hem soluk aldıkça azalıyor. O türlü yaşayışta ne zevk olsun? Şaşırtıcı değil midir; herkes ölümden korkar; ama kimse, sonu ölüm olan yaşamaktan korkmaz. Herkes ölümden kaçar; ama kimse her adım attıkça mezara bir adım daha yaklaştığını düşünmez. Doğrusu güzel dünya..!
Bu kadar insan gördüm; içlerinden hiç biri bu dünyadan hoşnut değil, hiç biri de dünyadan gitmek istemez...
İnsan, ne anlayışsız yaratıktır! Herkes, kimsenin sağ kalmayacağını bilir de, kendisinin öleceğine inanmaz...
Allah seni bana bağışlasın..! İsterse benim ömrümü de alıp senin ömrüne eklesin..!
Hangi bir derdimi hicran ile tadat edeyim, Sen de dad etmez isen ben kime feryad edeyim..? Tadat :Saymak anlamında Dad : Osmanlıca hak, adalet anlamında.
Gelişin benim içinse, dünyaya ayak basmanın onuruna ne tür armağanlar dağıtayım..?
Yüksel..! Çünkü senin yerin bu yer değildir. Bu dünyaya bitki gibi gelmek asla bir hüner, bir marifet değildir...
Yüksel ki, insanlığın boyun kadar kalmasın!.. Dünyada elinden hiçbir şey gelmez, basit bir insan olarak kalma!..
Ah..! arada sen olmasan, her sözcüğü için sonsuz bir yaşam verilse, ben o sözleri dilime alır, kalemime yazdırır mıydım..?
Aşkın, dünyada en büyük mutluluk olduğunu işitirdim. Ama acısında bile dünyalara değer başka bir tat olduğunu bilmezdim...
Andrey Platonov
Richard Bach
Thomas Harris
Jose Rodrigues Dos Santos
Doğan Yurdakul
Kemal Tahir
Arundhati Roy
Hasan İzzettin Dinamo
Meltem Arıkan
Zeki Kayahan Coşkun