- Sorular beklemezler, bir cevap isterler. İnsan cevap bulmazsa yaşayamaz. Ve bir cevap da yok işte!
- Gerçeği öğrenmeyi bile arzulamıyordum. Çünkü, onun neden ibaret olduğunu bildiğimi sanıyordum. Gerçek şuydu "Hayat anlamsız bir şeydir."
- Ve "Sonsuz mekanda, sonsuz zamanda her şey gelişir ve mükemmelleşir, karmaşıklar farklılaşır..." gibi sözler, boş sözlerdir. Bunlar, anlamsız kelimelerdir. Çünkü sonsuzda, ne karmaşık, ne de yalın, ne iyi, ne de bir kötü vardır.
- "Bilge kişi, hayatı boyunca ölümü arar, bu yüzden de ölüm ona korkunç değildir."
- "O zaman gördüm ki, bilgelik deliklikten üstün, ışıkla karanlık misali. Bilge; kafasıyla görürken deliler karanlığa koşuyor. Ve anladım ki, herkes aynı... O zaman, içimden şunlar geçti: Delinin hali benimki gibiyse, ben ne diye bilgelik peşindeyim? O zaman içimden dedim ki bu da boş. Çünkü bilgeler hep hatırlanmıyor, deliler de öyle. Ve gelecek günler her şeyi unutturuyor. Bilge nasıl ölüyorsa deli de öyle ölüyor. Bu nedenle yaşamaktan tiksindim. "
- ... Yanılma yok bunda. Her şey boş. Doğmamış olana ne mutlu. Ölüm, hayattan daha iyi, hayattan kendini kurtarmak gerek.
- "Maddi hayat bir derttir ve yalandır. Bu yüzden, maddi hayatın yok edilmesi bir mutluluktur ve biz bunu dilemeliyiz." der Sokrates
- ... Yani bugün veya yarın bütün bu zevkleri yıkabilecek olan hastalık, yaşlılık ve ölümün kaçınılmazlığını unutma.
- Okumuşların ve bilgelerin temsil ettiği şekliyle akıl yoluyla elde edilen bilgi, hayatın anlamını inkar etmektedir. İnsanlığın büyük toplulukları ise bu anlamı, akla dayandırılmamış bir bilgide görüyor. Akla dayandırılmamış bu bilgiyse inançtır, yani benim iyice reddetme gerektiğine inandığım inanç.
- Akla dayalı bilgiden çıkan sonuç şuydu: Hayat bir beladır ve insanlar bunu bilirler. Yaşamamak, insanların elindedir ama onlar yine de yaşadılar ve yaşıyorlar.