Felaket de zaten kendi zayıflığı yüzünden ideali alçaltmaya başladıktan sonra hangi sınırda duracağını bilememektir.
"Umarsızlığına, korkunç yalnızlığına, insanların acımasızlığına, Tanrı'nın acımasızlığına, Tanrı'nın yokluğuna ağlıyordu." (sayfa:70)
"Hayat gitgide artan acılar demek; artan bir hızla en dibe, en korkunç acılara doğru uçmak demekti."İşte ben de uçuyorum..." (sayfa:75)
"Acı içinde ve uzun uzun aradım. Yok olan bir insanın kurtuluşu araması gibi. Ve hiçbir şey bulamadım."
"Hayattan uzaklaştığımız ölçüde gerçeğe yaklaşırız." Sokrates
"Yaşamın anlamı ve imkânı yalnızca inançta bulunabilir."
... Hâlbuki akıl, dürüstlük, yumuşak kalplilik ve ahlaklılık en çok kendini inançsız ilan eden insanlarda görülüyor.
Ancak şimdi anlıyorum ki; her şey aynen tımarhanede olduğu gibiydi... O zamanlar, bütün delilerin yaptığı gibi, ben de benim dışımdaki tüm insanları deli sanıyordum.
... Ve neyin iyi ve zorunlu bir şey olduğuna karar verecek olan da yargıçların ve insanların söz ve hareketleri değil, kalbimle birlikte benim.
... O zaman fark eder ki, kendisinin uyumsuzluk saydığı şey, dünyada onun için en önemli şeydir, yani ölümdür.
Jean-Christophe Grangé
Maeve Binchy
Beşir Ayvazoğlu
İlber Ortaylı
Charles Darwin
Barış Müstecaplıoğlu
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır
Ömer Lütfi Mete
Miguel de Cervantes Saavedra
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski