- "Gerçekten de iyi bir insan o, bundan eminim. Onun ne kaderi ne de karakteri değişebilir.
- "Biz birbirimizden güç alıyoruz. Mutluluğumuz daha dirençli yapıyor: ama o çok yalnız."
- Adeta taş gibiydiler. Yıkım gücünün ne derece olduğu bilinmeyen yürüyen taşlardı onlar.
- "Aman Tanrım!" Suçum ne ki hapse atılıyorum? Hangi kanuna göre beni hapse atıyorsunuz?" Memur güldü ve "Sen buradan ayrılalı yeni kanunlar yapıldı, yeni suçlar oraya çıktı," dedi.
- Bazıları silahlarını bellerine kadınların yaptıkları dantel ve el işleriyle bağlamışlardı. Bağladıkları şeyin rengi ne olursa olsun, yine de kırmızıydı, yine de kandı.
- Her gün kokuşmuş zindanlardan ölüme insanlar gidiyordu taş sokaklardan; ve giyotin hala doymamıştı, giyotin kana hala öylesi açtı.
- "Babam olsaydınız, ancak bu kadar saygı duyabilirdim size. Neyse ki, babam olmak gibi bir talihsizliğiniz söz konusu değil," dedi.
- Kanunlar karman çorman edilmemiş olsaydı, mahkemenin de bir usulü olurdu herhalde.
- Onun yakında yüzde yüz öleceğini, hatta şimdiden yarı ölü olduğunu herkes biliyordu. Herkes onun bir an önce ölmesini istiyordu yalnızca. Ama gizliyorlardı bunu. Şişelerden ilaçlar veriyorlardı ona. Gidip ilaç, doktor getiriyorlar, onu da, kendi kendilerini de, birbirlerini de aldatıyorlardı. Bütün bunlar yalan, iğrenç, gurur incitici, rezilce bir yalandı. Sayfa:638
- Mutlu saydığı yıllarının en güzel anılarını düşündü. Ancak inanılması çok güç (çocukluk anıları dışında ) gözüne yaşadıkları zamanki gibi güzel görünmedi. Çocukluğunda , yendiden yaşamak mümkün olsaydı, yaşamak isteyebileceği çok mutlu olaylar vardı.Fakat o güzel olayları yaşayan kişi sanki artık yoktu.Onlar sanki başka birinin anılarıydı. Onu bugünkü İvan İlyiç yapan şeylere sıra gelince , zamanında mutluluk gibi görünen olaylar gözlerinin önünden sırayla geçerken, değişerek saçma sapan ve çoğu utanç verici oldular.