Aşık olmakla sevmek arasındaki farkı sormuşlar, cevaplamış Şems: -Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez. Herkes aşık olabilir; ama hiç kimse senin gibi sevemez. Tek fark sensin. Seni özel kılan sevdiğin değil, sevgin?

Direnişi devlete karşı başkaldırı, hükümeti düşürme hareketi olarak ilan eden ve eylemlere katılanlara yönelik polis saldırısını ve şiddeti meşru gösteren; ölümlere, yaralanmalara, gözaltı ve tutuklamalara neden olan, hatta AKP yandaşı sivilleri saldırılara katan nedenlerin başında, direnmenin bir hak olarak tanınmaması ve yasa dayandırılarak yaygınlaştırıldı ve dayatıldı.

Direnişi devlete karşı başkaldırı, hükümeti düşürme hareketi olarak ilan eden ve eylemlere katılanlara yönelik polis saldırısını ve şiddeti meşru gösteren; ölümlere, yaralanmalara, gözaltı ve tutuklamalara neden olan, hatta AKP yandaşı sivilleri saldırılara katan nedenlerin başında, direnmenin bir hak olarak tanınmaması ve yasa dayandırılarak yaygınlaştırıldı ve dayatıldı.

Anayasa ve yasalar sadece halkı bağlamaz, devleti de bağlar. Devlet, halkın yasalara uymasını isterken, halk da devletin, içinden çıktığı Anayasa kapsamında hak ve adalete uymasını ister. Devlet, gücünü kendi varlığı, aynı zamanda da temsil ettiği sınıfın varlığı için gücünü kendi varlığı için kullanmaya başladıkça, hele hele siyasal iktidardaki parti, devlet örgütünü kendi çıkarı için kullanmaya başladıkça bu gücü şiddeti artan baskıya dönüştürdükçe, toplumsal denetim yoları da takındıkça, halkın direnme hakkı soyuttan somuta geçer.

Direnişin tüm baskılara, şiddete, ölümlere ve yaralanmalara karşın sürdürülmesi ve derinleştirilmesinin özündeki boyun eğmeme kararlılığı, ?Hükümet istifa? siyasal talebinin sınıfsal temelli örgütlenmeye koşut sürdürülmesi girişimleri halkın korkusunu yok ederken, iktidarın korkusunu körüklemiştir.

Devletin kurum ve kurallarıyla işlemediği ya da kamu yararına işlemediği, bu tavrın da yaygın ve sürekli olduğu durumlarda direnme, toplumun ve adaletin güvencesidir. Bu anlamda direnmenin hukuksal hak ve görev olmanın ötesinde, doğal hak olduğu kadar, doğal görev olduğu yadsınamaz.

Birinci grup gezi direnişçileri ve onları destekleyenlerden KONDA?nın 6-7 Haziran 2013 tarihlerinde yaptığı araştırmaya göre, gezi direnişine katılanların yarısından fazlası çalışanlardan, %37?i öğrencilerden oluşuyordu: kadın erkek oranı eşite yakındı (kadın%50,8, erkek %49.2), %56?sı üniversite ve üstü tahsiline sahipti; %58?i ülkede insan haklarının ihlal edildiğini düşünüyordu; yaş ortalaması 28?di; %80?i hiçbir siyasi parti ya da derneğe üye değildi ve bunların yarısı o güne kadar hiçbir gösteriye katılmamıştı; %40?ının babasının üniversite ve üstü tahsili vardı.

Gezi direnişçileri önemli maddi sıkıntı çekmeyen orta ve üst sosyoekonomik tabakaya mensup, eğitimli, herhangi bir siyasi angajmanı bulunmayan, temel kaygısı insan hakları ve çevre olan ailelerinden bağımsız hareket edebilen, lidere ihtiyaç duymayan, ortak akla inanan ve güvenen, dayanışmaya hazır, kendi fikirlerini açık bir biçimde ifade ederken diğerlerini de dinleyen, eleştiren ve eleştiriye açık olan, özgürlüğü her şeyin üzerinde tutan bireylerden oluşuyordu.

"Darbeler ve muhtıralar, askerlerin ve onlarla birlikte hareket eden çevrelerin kendilerini devletin asıl sahibi, sorumlusu görme anlayışının ürünüdür. 28 Şubat süreci de aynı yaklaşımın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlayışın daha zayıf ve sınırlı olan girişimlerinin sayısı ise, bizim bilemeyeceğimiz kadar çoktur." Hacı Bayram KAÇMAZOĞLU

Önce, Ben BlitzWolfer (eski adı ile Ben Kurt) a dönüşür ve Kai yi Big Ben kulesinden düşmeden kurtardı. Kai'nin sözü: "Aferin oğluma!" *kafasını okşar* Sonra: Ben: Aa! Kim senin canını kurtarmaya çalışıyordu peki? Ve "aferin oğlum" a ne oldu? *kolları göğsünde bağlı* Kai: Onu BlitzWolfer içindi! *sinirli bakış* Alıntı: An American BlitzWolfer in England