Zavallı bedeninin haksız bir şekilde, ruhunu esir almasını mı , yoksa ölümün ötesine geçerek , sonsuz huzura doğru Pırıl pırıl göklere yükselmesini mi tercih eder acaba , Sayfa;19

Ölüm ortadan kalktığında , diriliş de olmayacaktır, Diriliş umudu ortadan kalktığında da kilise yok olur. Sayfa; 18

Hayatın bir sürü kartı vardır kuşkusuz ve en umulmadık anlarda masaya sürer.

Ümitlerin kaderi ,biri yok olduğunda diğerinin ortaya çıkmasıdır.,işte bu yüzden bunca hayal kırıklığına rağmen dünyadan silinip gitmemişlerdir.

...Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir... ...Beğenmek, sahip olmanın en iyi şekli; sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek... ...İşten evlerine dönen erkekler, midesi olan ve karnını doyurması gereken varlıkların sadece kendileri olduğunu zannederler... ...Ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum, o adaya ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum, Bilmiyor musun ki, Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin... ...Rüya hünerli bir sihirbazdır, varlıkların boyutlarını ve birbirlerine olan uzaklıklarını değiştirir; yan yana uyuyan kişileri ayırır, birbirine uzaktaki kişileri kavuşturur... ...Dedem hep derdi, denize açılmak isteyen hazırlığını karada tamamlar... ...Öğlene doğru, cezirle birlikte, Bilinmeyen Ada nihayet denize açılmış, kendini aramak amacıyla.

Zamana zaman tanıyın her şeyi çözümlesin.

Yazgının kendi amacına ulaşabilmesi için çok dönüp dolaşması gerekir.

Hiç değişmeyen bir başka şey de, bazılarının mutsuzluğunun başkalarının mutluluğu oluşudur, bunu dünyanın kuruluşundan bu yana art arda gelen tüm kuşaklar çok iyi bilir.

"... dünya öyle kurulmuştu ki, gerçeğin ortaya çıkması için çoğu kez önce yalanlarla maskelenmesi gerekiyordu."

"hepimizin üzerinde ikinci bir ten gibi tasidigimiz adina bencillik denen şeyden yoksun kişi henüz anasından doğmadı, o ikinci ten öylesine kalındir ki birinci tenimiz bir evet veya hayır yüzünden hemen kanarken ona hiçbir şey olmaz."