- Ama ben de çok iyi biliyorum ki atalarımız ancak kendilerini zeki kılan fikirlere sahip olduktan sonra fikir sahibi olabilecek kadar zeki olmuşlardır.
- Ne istiyorsunuz diye sordu karşıdaki ses,aynı aksi tavırla, fakat ne ilginçtir ki seste düşmancıl bir tavır yoktu, böyle insanlar vardır, sesleri öyle tuhaftır ki herkese gıcık olmuş gibi görünürler, ama biraz tanıyınca altından bir kalpleri olduğu anlaşılır.
- Hayat buydu işte, söylenmeye değmez ya da bir kez söylendikten sonra bir daha söylenmesi gerekmez sözlerle doluydu, söylediğimiz her söz, söylenmeyi kendi özünden ötürü değil, ağızdan çıkmasının yaratacağı sonuçlardan ötürü daha çok hak eden başka bir sözün yerini alıyordu.
- Bugünün, dünün ve evveli günün ansiklopedileri art arda sıraya dizildiğinde, dondurulmuş zamanların, yarıda kesilmiş eylemlerin, son ya da sondan bir öncek anlamlarını arayan sözcüklerin ardışık görüntülerini oluştururlar. Ansiklopediler hareketsiz sinema makineleri gibidir, bobinleri sıkışmış bu projektörler, sonsuza dek ve hiç değişmeden durmakla lanetlenmiş, bu nedenle de zaman içinde eskiyen, köhneleşen ve gereksizleşen bir takım sahneleri delice bir inatla hiç bıkmadan yansıtırlar.
- insan bir konuşmayı tekrarladıkça nefessiz kalmaya ve esas amaçlarından sapmaya başlar.Bizleri yöneten yasaların yazılı olmalarının yegâne sebebi budur.
- Lokanta eve yakındı, oraya son gittiğinde et yemişti, bugün balık yiyecektiarada bir değişiklik yapmak gerek, insan dikkat etmezse hayat hızla kendini tekrarlamaya başlar, tekdüzeleşir, çekilmez hale gelir.
- Her baba bir zamanlar oğuldu, oğulların çoğu gün geliyor baba oluyor ama kimileri geçmişte ne olduğunu untuuyor, diğerlerine de gelecekte ne olacaklarını anlatmanın yolu yok,
- Özür dilerim, dedi, seni kızdırmak istemedim, kabalık etmek de istemedim ama bazen elimden bir şey gelmiyor, engel olamıyorum, bana neden diye sorma çünkü söyleyemem, söylesem bile bir dizi yalandan başka bir şey olmaz bu, ararsan bir sürü neden var ortada, hiçbir zaman net kıtlığı çekmiyoruz, hep doğru nedeni bulamasak da, belki hiçbir şeyin ekisi gibi olmamasıdır neden, belki de yaşlıların bir saatte bir gün yaşlanmaları, işlerin iyi gitmemesi de olabilir, olduğumuzdan başka hiçbir şey olamayacak bizlerin birden dünyada bize gerek kalmadığını anlamamız da, oysa biz hep gerekli olmduğumuzu varsayar, bize verilecek görevler için yeterli olduğumuza inanırdık, bu inanç biz yaşadıkça sonsuz olacakmış gibi gelirdi, zaten sonsuzluk da bizim ömrümüz kadardı.
- Beynine ağrılar girene kadar düşünmesine rağmen bir türlü anlayamadığı asıl şeyse, iletişim teknolojilerinin resmen katlanarak gelişmesine, ilerlemeden ilerlemeye koşmasına rağmen, diğer bir iletişimin, yani gerçek, seninle benim aramdaki, sizinle bizim aramızdaki gibi bir iletişimin böylesine karmaşık bir çıkmaz sokaklar ve sahte caddeler ağına mahkum olması, olayları ifade etme konusunda da, gizleme konusunda da böylesine sinsi olmasıydı.
- Kadın nihayet uyanıp oturma odasına girdiğinde adam uyuyordu, fakat bu durum tam da arzuladığı etkiyi yarattı, kadın, adamın rolünü çalışmak için kalktığını zannetti, bazı insanlar böyle saftır, sorumluluk duyguları aşırıgelişmiş kişilerse sürekli bir huzursuzluk içindedirler, hep üzerlerine düşen bir şey varmış da yerine getirememişler gibi hissederler.