"Sizin gibi rafadan delikanlıların iyice pişmesi için, öğrenecekleri bir yığın şey var henüz. Durun bakalım, daha yaşınız ne başınız ne, adam oluncaya dek yapacağınız daha bir yığın iş var, çocuk oyuncağı değil ki bu. Habire saman yemek isteyen atlara benziyorsunuz. Daha fazla saman isteriz, diye hababam kişniyorsunuz. Saman da saman, ille de saman!"

"...Sen benim davaya inanmadığımı söylüyorsun. Ayın varlığına inanmamak gibi bir şey oluyor bu. Daha önce komünler kurulmuştu, yine kurulacak. Ama sizlerin bir düşüncesi var: O şeyi bir kurdunuz mu artık ortalığın güllük gülistanlık olacağına inanıyorsunuz. Hiçbir şey durmaz, Mac. Yarın bir düşünceni uygulamaya koydun diyelim, bir de bakarsın ki o düşüncen o andan başlayarak değişmeye başlamış. Bir komün kur, o da aynı akışa ayak uyduracaktır."

"Çok şey görmeye kalkıp da, olana bitene seyirci kaldın mı, hayatta hiçbir şey yapamazsın."

"...Halka kan kustururlar ve buna da cafcaflı laflar yakıştırırlar; bütün o namussuzca, alçakça işlere, yurtseverlik, milliyetçilik, anayasal düzenin korunması filan derler. (...) Zenginler, mal mülk sahipleri, bu kaz kafalı herifleri parmaklarında oynatırlar. (...) Halkın evini barkını yaktırırlar, namuslu insanların üzerine saldırtırlar. Adamlar da vatan millet allah mallah diye ağızlarından köpükler saçaraktan seve seve yaparlar bunu."

"...Ne yapacağını iyi bilen bir halk kitlesi düzenli ordulara taş çıkartır, elverir ki saptırılmasın, uyanık olsun."

"...Kalabalık, koskocaman bir hayvandan farksızdır. Kendisini oluşturan bireylerden bambaşkadır. Ve bir araya gelenlerin topundan daha güçlüdür. İstediği şey, üyelerinin istediği şeyin aynısı değildir. (...) Kalabalığı inceleyenler, bu kalabalığın insan olduğunu söylerler hep. Ama aslında insan filan değildir o. Bir tür, değişik bir hayvandır. (...) O hayvanın içinde eriyince insan hiç acı duymaz olur."

Anlamı olan bir işten aldığın tat çok daha büyüktür, bunu unutma. İçten gelmeden yapılan bir iş insanı bir yere götürmez. 265

Resmin bütününü görmeye çalışıyorum, elimden geldiğince. 'İyi' ve 'kötü' kepenklerini indirmek istemiyorum, çünkü bunlar görüşümü engelleyebilir. Bir şeyi 'İyi' olarak nitelersem onu inceleme hakkımı kaybetmiş olurum, halbuki onda 'kötü' de bulunabilir. Anlayabiliyor musun..? Olayın bütününü görmeye çalışıyorum ben...

Ve insan, karşısına çıkan her engeli aşmış, her düşmanı yenmiş. Yalnız bir tanesinin üstesinden gelememiş. Evet, yalnızca kendisini yenememiş. İnsanlık nasıl da nefret ediyor kendi kendisinden...

Doktor, bu saz kulübeler topluluğuna hiç adım atmamıştı. Neden atsındı ki, kasabanın kerpiç evlerinde oturan zenginlere ayırdığı zaman yetmiyordu bile, işi başından aşkındı.