... tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan, "Tanıştığımıza memnun oldum," demek beni öldürüyor.
Kaybedince üzüleceğim bir şeyim olmadı hiç.
Ben kalkmış jambonlu yumurta yerken, birilerinin yalnızca kahve içip, kızarmış ekmek yemesinden nefret ediyorum.
Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim.
"Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın, Tanrı aşkına; özellikle de, hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa?"
Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
Tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan, ''Tanıştığıma memnun oldum'' demek beni öldürüyor. Ama hayatta kalmak istiyorsanız, ille de bu zırvaları söylemek zorundasınız.
Sahi söylüyorum. Düzelirim. Yalnızca, bir dönemden geçiyorum. Herkes böyle dönemlerden geçer, değil mi??
Eskiden onu pek akıllı sanırdım, o aptallığımla tabii. Öyle sanmamın nedeni; tiyatro, edebiyat bütün bu zırvalıklar üzerine çok şey bilmesiydi. Birisi bu konularda çok şey biliyorsa onun aptal olup olmadığını anlayabilmeniz epey zaman alıyor.
Kızlar. Ne düşündüklerini hiç anlayamazsınız.
Ernest Hemingway
Robin Sharma
Murathan Mungan
Miguel de Cervantes Saavedra
Anthony Burgess
Vehbi Vakkasoğlu
Friedrich Engels
Cemil Meriç
Panait Istrati
Ingeborg Bachmann