- Şahane şehirler vardır, Tanrı sanatıyla işlenip fatihlerce tezhiplenen. Hercaî gezginlerin çalıntı zamanlarında mermere vurmuştur aksi, ipek ipek; avizelerden yayılır vefası ışık ışık. Tapınaklar şehri, kümbetler şehri, burçlar şehri, surlar şehri ve şerefli kubbeler şehri... İmanı mimari ile ölçen, gülüşüne sözcükler açılan şehirlerdir hep. Sonra çiçekler şehri, ışıklar ve sular şehri... Estetik iklimlerine düşen son cemrenin bereketiyle cumbalar, cihannümalar, kameriyeler...
- Zaman ki hem dost, hem düşman; hem mazlum, hem zalim. İstanbul ki hem vatan hem gurbet; hem bilge, hem âlim.
- Zaman bir çizgi... Sonu yok... Başı hiç bilinmez gibi. İstanbul bir rüya...Deseni çok...Rengi asla silinmez gibi...İstanbul'da zaman bir cevher, araza hulul eden...Ve zamanda İstanbul bir mana, cismi ruh kabul eden...Dünya bir andan ise, İstanbul bir candan ibaret...İstanbul'un bir kadim devir efendisine hasretinin adına denir zaman; sene ve ayların geçmesiyle geçmez ve bir hüzünlü saat geçince onu bir diğeri sevinçle takip eder her daim...İstanbul; o güzeller güzeli...
- O mazi ki önce zamandır, sonra tarih ve vicdandır. Sonra kültür ve gelenek ve mazi İstanbul'da topyekûn bir insandır...
- "Hikmet" demişti Tapduk Sultan'ım bir sohbetinde, "eşyanın hakikatlerini bilip gereği ile iş yapmaktır. Ve yüce Allah'i ilimlerin en büyüğü olan ilm-i ilâhî ile bilmektir. Bir kimse bütün yaratılmışları bilse ama Hakk'ı bilmese ona hakîm denilmez. Bunun için Allah'i bilen, Allah ile bilen, Allah'ta bilen, Allah'tan bilen hikmet sahipleri her ne kadar ilimden mahrum ve dili dönmez, ifadesi kusurlu olsa, yine hakikatte hakîm ismini almaya layıktır..."
- Hak söze Mecnun dahi razı olur.
- "Men dakka dukka" Türkçesi "Çalma kapısını, çalarlar kapını"
- Hz. Peygamber 'el-fakru fahri' demiş. 'Fakirliğim övüncümdür', buyurmuşken bizim bunca zenginliğin hakkını vermemiz nasıl olacak. Korkuyorum, Allah bizi zenginlik ile mi sınıyor?"
- Mal mülk peşinde koşarak Kârun gibi yaşamanın adına hikmet diyorlar şimdi. O kadar ki, lokma peşinde koşarken Lokman Hekim'in öğütleri unutulmuş gitmiş...
- Hayata bağlılık bu demekti zahir. Bir dakika sonra öleceğini bile bile bir dakika daha fazla yaşayabilmek için çırpınmak bu demekti...