- Ne oluyordu da dehşet saçmaya gelmişken dehşete düşüyordu? İnanmak ile inanmamak arasında ibretlik bir hâl idi.(41)
- Anladım ki inananlar için hicret, bir yolculuktan öte bir devlet olmaya açılan kapıydı. (44)
- Allah'ın adını ve sözünü duyurmak için vatandan gitmelerinin ne demek olduğunu, Allah rızası için yeni bir vatan edinmelerinin ne anlama geldiğini düşündüm. (44)
- Talep ve arzu, şan değildir; asıl şan iyi ahlaktır. Burası güzel ahlak içindir. İnsanın giyinebileceği en iyi elbise güzel ahlaktır.
- Onu kabullendiğinde ilk öğüdü "Evladım! Kötü ahlakla şeref olmaz" olmuştu. "Akıl tamam olduğu vakit söz azalır" demişti bir keresinde de.
- Talep ve arzu, şan değildir; asıl şan iyi ahlaktır. Burası güzel ahlak içindir. İnsanın giyinebileceği en iyi elbise güzel ahlaktır.
- "Benim için asıl bela, gönlümün senin belalarına alışmış olmasıdır. Öyle ki artık gönlüme senden bir gam da gelse, benim için sevinç sebebi oluyor."
- Bütün hayatlar toplansa ve damıtılsa, geriye o kalırdı. (53)
- Dünya kemiğe dayanmış da o hayata atılan kement, kum fırtınaları göz kapaklarından vurulmuş da o önünde bent idi. (53)
- Bazen ağarmış saçlarına bakarak Ebûbekir'i peygamber zannedip eline yapışanlar da olmuyor değildi. (53)