- Herkes gibi bir insandı, insanlar içinde sıradan görünüyordu. Başkalarındanfark edilen tarafı nuru idi. Bir nur ki başka hiç kimsede yoktu; bir nur ki onun seçilmiş ve övülmüş olduğunu göstermeye yetiyordu. (53)
- Öyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir? Ben kimim saki olan kimdir, mey-ü sahba nedir? Aşk ile öyle sarhoş olmuşum ki artık bilmiyorum dünya nedir? ve bilmiyorum, ben kimim; bana bu içkiyi sunan da kim; içki ve kadeh nedir?!.. Fuzuli
- " İnsanlar! Sağlığınızda ahiretiniz için hazırlık yapınız. Uyanınız, bir yarım hurma kadar hayır işleyerek de olsa ateşten korununuz. Onu dahi bulamayan, şükretmesini bilsin. " (55)
- Sonunda " İnsanlar! " dedi, " Unutmayınız, bir hayır için on katından yedi yüz misline kadar sevap verilir. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun!" (55)
- Fâtıma fısıldıyordu: " Gel ey Kutlu Sevgili, gel, sevmeyi unutan kalplere sevgiyi hatırlatmak üzere gel!" (60)
- " Gel, bir huzmecik olsun girsin asi ve kararmış kalplerimize nurundan da, sonra orada tutuşsun, yansın, yansın, sonra yaksın her bir zerremizi, aşkının nuru ile kavursum varlığımızı." (60)
- " Gel ey sevgili, gel, gel yeter de, her şeyim sen olsun şu dünyada ve olmasın sen olmayan dünya da..." (60)
- Orada hasretle ölmeyi, umutların tükenmesine tercih edecektim. (66)
- " Sad! İslâm'ı seçmekte öne geçenlerden olma şerefi Saideoğulları'na yetmez mi?" (68)
- İstese kâinata sahip olurdu ama o gönüllere sahip olmayı seçmişti. Bir çıkına dünya malından ne koyabilirdi, ama bir gönle bütün dünyanın sevgilerini koysa yine de boş yer kalırdı. (68)