- "Bana kurtulmaya geldiğini söylüyorsun ama neden kurtulduğunu bile henüz söylemiyorsun."
"Neden dersen ondan kurtulmaya ahdettim bir kez.Dile emirin olayım, dile emrinde olayım. İzin ver aşığın olayım, izin ver aşkından öleyim. Aşkınla kurtulmamı istersen de kulunum, aşk ile kurtulmamı istersen de; ama aşkından kurtulmaya takat yetiremem." - Aşk... Gök kubbenin altındaki en gizemli kelimelerden biri...Bilinemeyen... Belki bilindikçe daha da bilinecek renkleri,desenleri ortaya çıkan...Tanımlanamayan...Belki binlerce kez tanımı yapılmış olmasına rağmen tanımlanamayan...
Aşk... Belki de bin bir başlı bir ırmak,her birinin yolculuğu ayrı ama hepsinin ulaşmak istediği deniz bir... - Dünya dolusu maldan , kendimize ait bir tas su ile bir lokma ekmegimiz yeğdir. Başkasına ait saraylardansa , köşesinde oturduğumuz vİranemiz hoştur bize. BAKİ
- Kader savurup da ansızın bir papağan bir karga ile aynı kafese girince,bundan ilk şikayet edenin karga olması garip değil midir?!...Nev'i
- Ah İstanbul!.. Sonsuza uzanan zamanda mevsimleri elerken, kaç aşkı daha öğüteceksin sen kim bilir!.. Zamanın ruhu, en ziyade sende yaşar çünkü...
Gel zaman... git zaman!..
İstanbul, minelezel, ilelebed... - Lakin Mecnun'un elbette aklı vardı, ama aklını bütün gücüyle yalnızca Leyla'ya kapatmıştı. Akıl melekeleri çalışıyor,ama kendilerini yalnızca bir hedefe kilitledikleri, akıllarını sevdikleri kişiyle örttükleri için başka hiçbir şeye tepki vermiyorlar, sevdikleri bir Güneş ve onlar da güneşin ışığına tutuluyorlar, Güneşten kaçmaları mümkün olmadığı gibi onu kuşatmaları da mümkün değil, işte bu yüzden varsa yoksa güneşe bakıp ağlıyorlar.
Güneşe bakınca ağlayan birinde irade söz konusu mudur? kim güneşe bakar da gözleri yaşarmaz ki?!... - "Muhafizlarina, Eyüp Sultan'in kabri üzerindeki taşı kaldirmalarini söylemiş. İçeride Safran boyanmış bir kefen.Kefeli açınca bir de görmüşler ki Eyüp Sultan Hazretleri, yüzünde tatlı bir tebessüm ile orada öylece yatıyor. Gözleri açık olsa sanki kendilerine bakıp gülümsedigini sanacaklarmis. Bedeni hiç çürümeden , hic bozulmadan öylece duruyormuş. Derhal kapatıp mezara koyarak bir cenaze namazı daha kılmışlar. Ardından da Akşemseddin bir fetih duası yapmış. Herkes amin demiş!"
- bu kitabı çok ama çokbeğendim
- Heeey yaaa Meeev-laaa!... Heee yaa Mev-laaa... Heceler kısaldıkça kürekler hızlanıyordu. He ya Mov-laa... He-ya-mo-la!...
- "Bir madde, tabii olan merkezinden ayrıldığında sevgiyle ayrılır ve oraya yine sevgiyle dönmeye çalışır.Ezelde harekete geçen eşya ebediyete sevgiyle yürüyecektir. Göklerde,yerlerde ve ikisi arasında ne varsa sevgiyle vardır. Gökler sevgiyle dönerler,yıldızlar sevgi sayesinde yerinde durabilirler. Tıpkı kalbimizdeki sevgi yıldızları gibi.."