- Ağlarken dünya gözyaşlarımın içindeydi artık,dünya bulanıktı,dünya ıslaktı ve dünya kalın uğultular eşliğinde ,etrafa buğular saçarak,hafif hafif titriyordu.
- Öyle çoktun ki , yoktun ...
- 'Gitmek fiilinin altını çift çizgiyle en güzel trenler çizebilir'
- "Düşlerimize günah derlerdi de, tenimiz yeşillendikçe her ayvada bir diş bırakırdık bir diş yerine." (s18) "Ama, ne zaman doğduğumuz sorulduğunda hep anamızın bacakları arasından çıktığımız tarihi belirtmemize rağmen, artık insanları analarından çok yaşamın doğurduğunu biliyordum." (s19) " Yalnızlığıma damlayan şarap lekesi yetecek sana." (s30) " Tanrı değiliz, diyordum kendi kendime. Zaten, elimizi yüzümüzü oluşturan çizgiler, yaratılanın yaratanda bıraktığı izlere uzaktı. Üstelik, içimiz hiç de bir tanrınınkinde benzemiyordu; her şeyden önce, yaşayan her canlı gibi acıkmıştık; belki bira bile istiyordu canımız ve şehirlerin gürültüsünden uzaklaşmış olsak da, belleğimizdeki hatıralardan-yani geleceği ele geçirmemek adına geçmişe saçıp savurduğumuz kendimizden- henüz kurtulamamıştık." (s61) "Dağ bile dağlığını tek başına yaşıyor neredeyse, görüp işiteni yok; kendini kendi onaylamak zorunda. Biz de, sessizliğimizle gitgide ona benziyoruz sanki; şeyi şeyle tanımladığımız yıllardan kalan sözcükler dilimizin ucunda buruk birer tat şimdi." (s64)
- ''Böylece, aslında hiçbir zaman hiçbir yere gidilmiyor da, yalnızca gidilmiş gibi olunuyor. Ancak kelimelerle gidiliyor ya da, kalınacaksa kelimelerle kalınıyor, kelimelerle yaşanıyor, kelimelerle gülünüyor, kelimelerle ağlanıyor ve sonunda yine kelimelerle geri dönülüyor..."
- "Benimkisi, hiçbir zaman hiçbir şeyle açıklanamayacak kadar derin, hiç kimsenin anlayamayacağı ölçüde karmaşık ve acayip bir yorgunluktu." sf 128
- Düşünce insanın içine düşünce, yolun yarısı tamam . Yani varılır bir yere, önceki noktada değilsindir artık ve dönemezsin . Dönsen de, eksik .
- Yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş . Düş gibi bir şey yani ... Koşarsın koşarsın da varamazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür . Sen bakarsın ışıltıyla . İleriye uzanırsın ( uzanmak istiyorsun yalnızca ) , uzandıkça da kolların uzar babam uzar ... Gene de boşluğu acuçlarsın hep ; düşünü düş yapan boşluğu ...
- O her şeyin mutlaka bir iz bırakacağına inanıyordu, izsiz şey olamazdı ; kuşların bile izi vardı gökyüzünde , sözcüklerin dişte , bakışların yüzde .
- Kendini anlatmak için hayat bazen beklediğimizden hızlı davranıyor.