Düşlerimize günah derlerdi de, tenimiz yeşille - AlıntıSöz

Düşlerimize günah derlerdi de, tenimiz yeşillendikçe her ayvada bir diş bırakırdık bir diş yerine. (s18) Ama, ne zaman doğduğumuz sorulduğunda hep anamızın bacakları arasından çıktığımız tarihi belirtmemize rağmen, artık insanları analarından çok yaşamın doğurduğunu biliyordum. (s19) Yalnızlığıma damlayan şarap lekesi yetecek sana. (s30) Tanrı değiliz, diyordum kendi kendime. Zaten, elimizi yüzümüzü oluşturan çizgiler, yaratılanın yaratanda bıraktığı izlere uzaktı. Üstelik, içimiz hiç de bir tanrınınkinde benzemiyordu; her şeyden önce, yaşayan her canlı gibi acıkmıştık; belki bira bile istiyordu canımız ve şehirlerin gürültüsünden uzaklaşmış olsak da, belleğimizdeki hatıralardan-yani geleceği ele geçirmemek adına geçmişe saçıp savurduğumuz kendimizden- henüz kurtulamamıştık. (s61) Dağ bile dağlığını tek başına yaşıyor neredeyse, görüp işiteni yok; kendini kendi onaylamak zorunda. Biz de, sessizliğimizle gitgide ona benziyoruz sanki; şeyi şeyle tanımladığımız yıllardan kalan sözcükler dilimizin ucunda buruk birer tat şimdi. (s64)

Diğer Hasan Ali Toptaş Sözleri ve Alıntıları