- Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey vicdandır.
- Soytarılar kederlidir, insanlar onlara gülerler.
- Yaşın büyüdüğü zaman hayatının her gününde beyaz adamların siyah adamları aldattığını göreceksin ama sana bir şey söyleyeyim ve bu söyleyeceğim şeyi hiç unutma; beyaz bir adam siyah bir adamı aldattığı zaman, o beyaz adam kim olursa olsun, ne kadar zengin olursa olsun, ne kadar iyi bir aileden gelirse gelsin, beş para etmezin tekidir.
- Yalnızca tek bir tür insan varsa, o zaman enden hiç geçinemiyorlar? Hepsi birbirine benziyorsa, niçin bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar?
- Bir gün yirmi dört saatti ama daha uzunmuş gibiydi. Acele etmeye gerek duyulmazdı çünkü gidecek bir yer yoktu,ne satın alınacak bir şey vardı ne de satın almak için para. (syf 10)
- Bir kibrit çakıp kaplumbağanın altına tutmanın iğrenç bir şey olduğunu söyledi Dill. ''İğrenç falan değil, sırf dışarı çıkarmak için, ateşin içine atmak gibi bir şey değil,'' diye gürledi Jem. ''Kibritin ona zarar vermeyeceğini nereden biliyorsun?'' ''Kaplumbağalar hissetmez, aptal'' dedi Jem. ''Hiç kaplumbağa oldun mu?'' .......... (syf 21)
- Okuma yetimi kaybetmekten korkuncaya dek okumayı asla sevmedim. Soluk alıp vermeyi sevmez ki insan. (syf 26)
- Onu ancak kırk yılda bir memnun ederdim, o da beni kırk yılda bir ödüllendirirdi. (syf 27)
- Sen ne kadar seversen Tanrı da insanları o kadar sever (syf 59)
- ''Biliyor musun, bir cumartesi günü birkaç tanesi ormandan çıkıp geldi, buradan bana çiçeklerimin ve benim cehennem gideceğimizi söyledi.'' ''Çiçeklerinin de mi?'' ''Evet. Benimle birlikte onlarda cehennemde yanacakmış. Onlara göre ben Tanrı'nın dünyasında dışarıda çok fazla zaman geçiriyormuşum, evin içinde İncil okumaya az zaman ayırıyormuşum.'' ........ Bayan Maudie'ye azımsanmayacak ölçüde güveniyorduk.Asla bizi gammazlamaz, bizimle kedi fare gibi oynamaz, özel hayatımızla hiç ilgilenmezdi. O bizim arkadaşımızdı.Böylesine makul bir varlığın sonsuz kadar azap çekme tehdidiyle karşı karşıya olması anlaşılır gibi değildi. (syf 58-59)