- Daha başlamadan yüz yıl önce davayı kaybetmiş olmamız demek kazanmaya çalışmayacağız anlamına gelmez. (S. 99)
- Bir siyahiyle ilgili bir şey olduğunda aklı başında insanların neden akıllarını kaçırdıklarını anladığımı söylesem yalan olur... (S. 114-115)
- Başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır. (S. 135)
- Birinin kötü olduğun düşündüğü bir şeyle seni nitelendirmesi hiçbir zaman hakaret değildir. O kişinin ne kadar zavallı olduğunu gösterir sana, seni incitmez. (S. 140)
- Gerçek cesaretin ne olduğunu görmeni istiyordum, gerçek cesaretin eli tüfekli bir adamla ilgisi olmadığını. Daha başlamadan yenildiğini bile bile başlamak ve her ne pahasına olursa olsun sonuna kadar devam etmek olduğunu. (S. 143-144)
- "Dill?" "HIı?" "Sence Öcü Radley neden hiç kaçmadı?" Dill derin derin iç çekti, arkasını döndü. "Belki de kaçacak yeri olmadığı içindir..." (S. 182)
- Belki de çocuklardan oluşan bir polis gücüne gerek var... (S. 199)
- Çapraz sorgulamada bir tanığa asla ama asla yanıtını zaten bilmediğiniz bir soru sormayın, bu benim ağzım süt korkarken öğrendiğim bir ilkeydi. Sorarsanız, çoğu kez hiç istemediğiniz bir yanıt alırdınız ve dava aleyhinize dönebilirdi. (S. 224)
- Jem, bana kalırsa tek bir tür insan vardır. İnsanların hepsi insan. (S. 286)
- Yalnızca tek bir tür insan varsa, o zaman neden hiç geçinemiyorlar? Hepsi birbirine benziyorsa, niçin özel bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar, Scout, galiba bir şeyleri anlamaya başlıyorum. Galiba Öcü Radley?in bunca zamandır evden çıkmamasını anlamaya başlıyorum? dışarı çıkmamak 'istediği' için içerde kalıyor. (S. 286)