- ?Hiç düşündün mü Kinyas, hayatın bir rüya olabileceği ihtimalini?? diye sormuştu. Ben düşünmüştüm. Her şeyi. Anlamıştım rüya olmadığını. Rüya olamayacak kadar olağanüstü bir hayatın olduğunu görmüştüm.
- Kahramanlar, cesur ve aptal insanlardı. Halksa korkak ve kurnazdı.
- Ölmekten vazgeçtim. Çünkü ölürsem ve eğer yukarıda beni ödül ve ceza sisteminin bekçileri bekliyorsa çok büyük kavgalar etmem gerekecekti. Ölmek istemiyorum, çünkü Tanrı?yı da öldürürüm diye korkuyorum. Ve böyle bir vefata benim dışımda kimse dayanamaz.
- Ben hayata değil ama ölüme inandım. ?Hayat yok ama ölüm var!? dedim kendime. Ve boşalmanın, seks ne kadar uzun sürerse o kadar zevkli olduğunu düşünerek, hayat ne kadar sürerse ölümün de o kadar muhteşem olacağına inandım. Ve elimden geldiğince hayatla sevişmemi uzatmaya çalışıyorum. Tek kurtuluşum bu.
- Yeterince içmiştim. Yeterince, hayatın gerçek sarhoşluğundan kaçmıştım. Artık sıra şişelerden kaçmaya gelmişti. Şimdiye kadar rakıyı suyla, viskiyi buzla karıştırır gibi hafifletmek için hayatı da içkiyle karıştırmıştım. Ama artık hayatı sek içmenin zamanı gelmişti.
- Hayat, ölene kadar hissedilen zevklerden, çekilen acılar çıkarıldığı zaman geriye kalandır. Hayat=zevk-acı. Sonuç pozitifse yaşamışsındır hayatı. Negatifse ölmüşsündür doğduğun gün. Tabii bir de sıfır ihtimali var. Bu durumda ise zamanın yetmemiştir hayatı anlamaya.
- Çünkü bir şişe ister kadın, ister kova şeklinde olsun , muhakkak bir deliğe sahip olması gerekiyordu. .. Ve biliyordum ki, gerçekte işe yarayan tek kısmı oydu. Sf,12
- Bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı. İsa çevresindeki mezarlara baktı ve iyi ki ölüyorlar, dedi içinden. İnsanoğlunun, hak ettiği için öldüğüne o gün inandı. Ölene kadar da başka bir şeye inanmadı. Belki de bu yüzden mermer tıraşçısı oldu.
- `` Bütün hayatımız boyunca beklediğimiz ve nereden geleceğini bilmediğimiz huzuru arıyoruz. Ve tükenmez huzur arayışımız hayatta kalmamızı sağlıyor. Aslında yalan söylüyorum. ben hiçbir şey aramıyorum ve beklemiyorum. Sadece duruyorum. kaçanı da durduruyorum. ''durun!'' diyorum, ''gitmenize gerek yok. Onlar size gelirler.`` Sf,40
- İnsanları anlamak zor değil. Hepsinin de doğum izleri gibi karakter izleri var sağlarında sollarında. Biraz dikkatli bakmak yeter. Haritalara benzerler. Ölçeklerinin nerede yazıldığını bulana kadar korurlar esrarlarını. Sonra bir güneş kadar bilinir hayatları. Sarışınlara benzeyen hayatları. Güzel ama aptal hayatları.